Yazarlar

Küresel Aklın Kuşak ve Yol kıskacında Kanal-İstanbul (2)

Vedat Ufuk Tüccar - vedatt@turkiyesosyaldemokrat.com

Bir Kuşak Bir Yol Projesi nedir?

‘’Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’ 2013 yılında dünyaya duyurulmuştu. Çin’in Avrupa, Asya ve Afrika’da yaklaşık 70 ülkenin ekonomilerini bağlayan, 2049 senesinde tamamlanması planlanan proje, tarihi ipek yolunun hem kara yolu hem de deniz yolu güzergahını canlandırmayı amaçlıyor… Projenin finansmanında ana rol Çin’in hakim olduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası’na ait. Türkiye, bankada 2,6 milyar dolar kayıtlı sermayeye sahip.

Orta Asya, Rusya ve Avrupa’yı karadan birbirine bağlayacak olan ağ olarak tasarlanmıştır. Çin’i Hint Okyanusu üzerinden Basra Körfezi ve Akdeniz’e bağlayacak olan deniz ulaşım hattıdır. İpek Yolunun en önemli ayağını Londra ile Pekin’i birbirine bağlaması hedeflenen kesintisiz demiryolu projesi oluşturuyor. 

Türkiye, Orta Koridor üzerinde Orta Asya’yı bağlayan jeopolitik bir konuma sahip. Çin ile Rusya arasında birbirine güven ilişkisinin zayıf olması… Çin, kuzey hattında çıkabilecek sıkıntıdan dolayı Rusya’ya karşı bu hattı desteklemiştir.

Karadeniz taşımacılığında önemli bir aktarma ülkesi olması… Edirne-Kars hızlı tren, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Osmangazi Köprüleri, 18 Mart Çanakkale Köprü projeleri Demir İpek Yolu’nun orta koridorunu oluşturuyor. Bu projeler, Doğu-Batı güzergahında Pekin’le Londra’nın bağlantısına katkı sağlıyor. Başlarda çoğu insanın anlamadığı AKP’nin kendi vizyonuymuş gibi ortaya koyduğu köprüler, limanlar, havalimanı, Çin’in çok istediği “Kanal İstanbul” bu projenin bu hattın parçaları olduğudur.

Projeden Beklentiler…

Türkiye’de BKBY Projesi artısı, eksisi ile kamuoyunda doğru düzgün tartışılmadı. Yazılan yazılara, raporlara baktığınızda hemen hemen aynı. Bazı çekinceler belirtilmişsede genelde Çin güzellemeleri yapılmış… Projenin Türkiye için büyük fırsat olduğu kazan-kazan anlayışı vaat etmesi, Jeopolitik önemi, Lojistik merkezi olması, Batı’ya bağımlılığını azaltacağı, işsizliğin azaltacağı, turist gelirlerin arttıracağı söylenmektedir…

Kazan-kazan ilişkisinin nasıl sağlanacağı, katılımcıların ne kadar faydalanacağı, Katma değer sağlayacak ürünler… bazı yazılarda belirtilmişsede ! Çin ile ithalat-ihracat dengeyi sağlayacak çözüm önerileri ile net plan yoktur.

“BKBY” Projesini “Kanal İstanbul” ekseninde değerlendirmeden önce Çin’in gerçek niyetini ortaya koymak gerekiyor…

ÇİN’İN GERÇEK NİYETİ…

Çin, mevcut ekonomik düzenin sürdürülebilir olmadığını gördü ve ürettiği değeri daha kısa yoldan ve daha az maliyetli şekilde yeni pazarlara ulaştırmanın, enerji kaynaklarına daha hızlı ve daha düşük maliyetli ulaşabilmeyi, Yuanı daha güçlü para birimi yapmak, ekonomik ve siyasi açıdan süper güç olma derdinde…

Çin, ülkelere “Ekonomik yardım” adı altında “Borç diplomasisi” uyguluyor. Kredilerin geri ödenmemesi halinde yaptırdığı limanlara, havaalanı, karayolu, demiryolu ve önemli projelerin işletme haklarına el koyuyor… Pakistan’dan Cibuti’ye, Madagaskar’dan Maldivler’e, Kenya’dan Zambiya’ya Yunanistan’dan Karadağ’a kadar pek çok yerde önemli projelere el koydu.

Kırgızistan’da stratejik arazi ve kurumlara el koydu. Tacikistan’da Altın yataklarının çoğunun işletme lisanslarını ele geçirdi. Zambiya’da havaalanı, elektrik santrali ile devlet tv kanallarını devraldı…

Sri LankaÇin’den aldığı krediyi geri ödeyemedi borcuna karşılık Hambantota limanı 99 yıllığına Çin’in eline geçti. Çin, Pakistan’ın Gwadar Limanı’nın işletmesini 40 yıllığına satın aldı. Yunanistan’ın Pire limanını Çin işletiyor. Cibuti’ de ise yeni bir donanma üssü kurdu. Arjantin’de Hava kuvvetleri üssü kuruyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün… Çin projeyi siyasi ve askeri avantaja çeviriyor. Hamleler, “İnci Dizisi Stratejisi” ni akla getiriyor.

Yatırım şartlarından birisi %70 Çin malı kullanmaktır. Ayrıca Çin, yatırım yaptığı yerde Çinlileri çalıştırmayı ve yerleştirmeyi istemektedir. Bu durum yerel işsizliğe neden olduğundan Türk Cumhuriyetlerin halklarında tepkiyle karşılanmaktadır. Özbekistan’da yabancı işçi çalıştırılmasına izin vermezken, Türkmenistan’da ise çalışanların en az %70’inin Türkmen olması şartı getirilmiştir. Projeden elit kesim memnun, yapılan yatırımların halka karşılığı var mı ?

Çin’in hedefindeki “işi bitirilmesi gereken ülke” Türkiye

Türkiye ile Çin arasında yaşanacak en büyük kırılma noktası Doğu Türkistan… Çin devleti; eşşsiz enerji potansiyeli, stratejik öneminden Doğu Türkistan’ı beka meselesi olarak görüyor… Bazı çevreler Çin’in, Sincan’da uyguladığı dijital otoriterleşme, soykırım ve asimile politikasını Çin’in kendi iç sorunu olarak görülmesini istemektedir… Uygur Türklerine uygulanan soykırımı, Türkiye görmezden gelemez. Türk ulusunun varoluş mücadelesinin gereğidir…

Çin’i stratejik ortak görebiliriz. Çin ise Türkiye’yi Orta Asya’da rakibi olarak görmektedir…

Tuğgeneral, Çin Savunma Üniversitesi Rektörü, Liu Yazhou, 2010’da yılında yazdığı “Batı Bölge Teorisi” başlıklı makalesinde şu tespitler dikkat çekiyor… Türkiye’nin laik olması, Orta Asya’yı anavatanı iddia etmesi… en güçlğü rakibimiz ABD ya da Rusya değil…Türkiye’dir.

Çin, Avrupa’ya sıçramak için Türkiye’yi “işi bitirilmesi” gereken ülke olarak görmektedir.

Ferhat K. Tanrıdağlı, “BKBY Gerçeği ve Türk Dünyası” kitabında şu bilgileri veriyor. Çin’in resmi araştırma kurumları… “Türkiye’nin önemli stratejik konumunu dikkate alındığında, bu ülke Çin’in mutlaka işini bitirmesi gereken ülkedir”

Dünya çapında en çok satan yazarlardan Para Savaşları kitabın yazarı Çinli ekonomist Song Hongbing, Youtube kanalında “Türkiye’nin stratejik pozisyonuna bakarsak Çin’in mutlaka alması gereken ülke” olduğunu söylemektedir.

Çin, kültürünü öğretmek için Konfüçyus Enstitüsü kuruyor. Türkiye’de birçok üniversitede açıldı… (Fransa, İsveç, Hollanda, ABD, Kanada ve Avustralya’da siyasete karışma şüphesiyle kapatılmıştır.) Algı yönetimi için tabii ki Medya yapılanması olacak… Sivil kuruluşların kurulması, Çin Kolonileşmesi, Çin Mahalle yapılaşmaları projenin diğer ayaklarıdır. Türkiye’de 250 bin dolar değerinde konut alan Çinlilere vatandaşlık verilmesi son derece sakıncalıdır. Yasal yollarla işgalin önü açılmaktadır. Çinliler 100 bin doların altında ki evlere vatandaşlık alabilmeleri için 250 bin dolar üzerinden fatura edilmesini istiyor !

Çin projede kara ve deniz yolu hinterlandını genişletmek istiyor.

Komik olan Türkiye’de bazı sosyalist kesimler Çin’i emperyal görmemesi (!)
***
Gerçek şu ki 21. yüzyılın en büyük projesi “bir kuşak bir yol” projesidir… Londra merkezli Küresel akıl devreye girdi. Çin üzerinden dünya tekrardan dizayn ediliyor... Küresel akıl, gücün ulus devletlerinde değil, uluslararası küresel şirketlerinde olmasını istiyor. 21. yüzyılın yeni dünya düzeni; “dijital devlet” modelidir… 5G-6G teknoloji vs…, smart şehirler, şehir devletleri, dijital para, blockchain “Büyük Veri” geleceğin dijital dünyası yapay zeka teknolojileri tabanlı ekonomik ve sosyal gelişim modelidir… Endüstri 4.0… Davos’un 2021 teması “BÜYÜK SIFIRLAMA” olacak… 21. yüzyıl yeni dünya düzenine geçiş başladı…

Küresel aklın “Bir Kuşak Bir Yol” Projesini değerlendirirken… Ülkemizde düşünülen Kanal İstanbul, Şehir Devlet modeli, Akıllı Şehir projelerini bu eksende değerlendirmeliyiz.

BİR KUŞAK BİR YOL KISKACINDA “KANAL-İSTANBUL”

Kanal İstanbul projesi rant ve Katar odaklı tartışılıyor. “BKBY” ekseninde dikkate alınmalıdır… Kanal güzergahında Tapu kayıtlarında gizlilik var. Bakan Kurum yabancıların satış yoluyla 791 bin 370 metrekare ana taşınmaz edindiğini belirtmişti. Kurum, Kanal İstanbul’un iki yakasında kurulacak 500 bin nüfuslu akıllı şehir yapılacağını söylemişti. AKP, akıllı şehirleri zengin Araplara ve şeyhlere satıp gelir elde etmeyi düşünebilir. Bu durumda sadece zengin Araplar gelmez, daha kötüsü Çin’in Mahallileşme, Koloni kurma planlarına hizmet edilmiş olur. Ayrıca Türkiye’nin ileride “Suriye mülteci” sorunu da gözükmektedir. Demografik yapıyı bozmak ilerisi için ciddi risk demektir. Türkiye’de 2 milyon konut stoku fazlası var. İstanbul’da nerden baksanız 1 milyon vardır. Birde İstanbul’un deprem gerçeği var. Yaşanacak tehlikeli sonuçları bilinmektedir. Kanal’a ve akıllı şehirleşmeye para harcamak yerine depreme önlem almak ve İstanbul nüfusunu boşaltmak gelecek adına daha akıllı proje olmaz mı?

Küresel aklın projedeki hedefi, Çin üzerinden teknolojik altyapı kurmaktır. Bu altyapı ile yeni şehirler meydana getirmek istemektedir. Smart şehirler, Şehir devlet modelleri hep bu eksendedir. Küresel aklın, BKBY projesinde “Şehir Devlet” modeli “Akıllı Şehirler” “Dijital Devlet” modeli için önemlidir.

Küresel hegemonya gücün ulus devletlerinde değil, çokuluslu şirketlerin sistemi etkileyen ve yönlendiren aktörler olmasını istemektedir… Çokuluslu şirketler, ulus devletlerin büyük şirketleriyle birleşmeyi ve ülkeleri için kritik şirketleri satın alıp etkinliklerini arttırmak, ulus devletlerin denetimi altına girmemek için şehirler üzerinden küçük yönetim birimlerine bölerek… Ulus devletleri devre dışı bırakmak istemektedir. Devletleri mega şehirler üzerinden kontrol altına almayı istiyorlar… Kanal açılırsa “Kanal İstanbul” Trakya’dan ayrılıp özerk yapıya zemin hazırlayacak, ulus devletleri yıkma projesi “Şehir Devlet” modelinin önünü açacaktır. Vatikan, Singapur, örneği olacaktır… Bağımsız olmayan şehir devletleri, ülkelerinden bağımsız olmak istemektedir.

Kanal İstanbul’u Çinli şirketler çok istiyor. Projenin yaratabileceği olumsuz durumlarla ilgilenmezler. Kanal İstanbul, Çin için ekonomik bir hedef olmanın ötesinde stratejik bir hedef gibi… Kumport Limanı’nı, 3. köprü ve Otoyolları satın alan Çin, Kanal İstanbul’u “İstanbul Havalimanı” ile entegre edip projenin en önemli ayağı 3. Köprü üzerinden ulaşım ve ikmal hattı oluşturmaktır. Yapılacak limanlarla birlikte proje daha stratejik önem kazanacaktır. Türkiye’nin jeopolitik açıdan stratejik önemini, Çin kendine avantaj yapmak isteyecektir… Avrupa’ya sıçramak için Kanal İstanbul üzerinden de “Türkiye’yi kıskaca alıp işinin bitirilmesi gereken ülke” olarak odaklanacaktır. Türkiye’de 5G teknolojisinin ilk uygulanacağı yerde İstanbul Havalimanı olacağı unutulmamalı… Bu durumda Çin büyük ihtimalle THY ve İstanbul Havalimanına da talip olacaktır. Hatta zarar eden TCDD’yi isteyecektir… Ülkemizin geleceği adına kritik şirketlerin satışı zorlaştırılmalıdır.

***

İstanbul, Avrupa’nın lojistik üssü haline geleceği hükümet tarafından dile getirilmişti. Bu tartışmalıdır. 3. Köprü, Kuzey Marmara otoyolunu, Ambarlı’daki Kumport Limanı’nı alan Çin, Türkiye ile taşımacılık anlaşması yaptı. Antlaşmaya göre Çinli firmaların mallarını taşıyan araçlardan hiçbir vergi alınmayacak. Limanlar, otoyol-köprülere tek kuruş ödemeden bedava geçecektir. Bu durumda Türkiye’nin lojistik avantajı var demek iyimserlik olmaz mı?

Osmanlının çöküş dönemini, “kapitülasyonları ve balta limanı” antlaşmasını hatırlatmaktadır.

“Ülkemizde vatandaşların geçmediği köprülere ödeme yaparken, yap-işlet-devret modeli ile devlet katrilyonlarca zarar ederken…”

Türkiye’de 1000 üzerinde Çinli firma var. Çinli e-ticaret firması Alibaba, Trendyol’un yüzde 75’lik kısmını aldı. Yarın öbür gün ucuz olan kendi mallarını yığacaklardır. Lojistik maliyetlerinin düştüğü ve Çin’den çok daha ucuz ve hızlı ithal imkanı sağlanması, yerli üretim sanayii için büyük bir tehdit demek. Yerli üretim sanayisinin, Çin sanayisi ile rekabet etmesi neredeyse imkansız. Türkiye, çevresindeki pazarlarını kaybederse, yerli üretim battığında Çinli firmalar onları da satın alacaklardır.

İnternet üzerinden satışlar hızla artmaktadır. Türkiye’de Çinli firmaların yanı sıra Amazon gibi firmalarda hizmet vermektedir. Hem ucuz hem de hızlı hizmet etmesi ülkemizde yaşanacak, ülkeler arası e-ticaret savaşlarına seyirci olamayız… Türkiye, Çin’e ihraç ettiği değerin yaklaşık 10 katını ithal ediyor. Önlem alınmaz ise bu fark bu proje ile katlanacak. Bu şartlarda işsizliğin önüne geçemeyiz. Çin’i üretime dönük yatırım yapmaya zorlamalıyız.

Sonuç olarak…

Bir projeye iyi ya da kötü demek için ortak akıl ve bilimsel yaklaşımla değerlendirmek gerekir. 

Kanal çılgınlığının Çevre felaketi, Montrö’yü delmesi, Maliyet çıkmazı, Ekolojik ve Demografik dengeyi bozacak olması bilinmektedir… Projenin Rant ve Katar boyundan daha önemlisi Çinlilerin çok istediği “Kanal İstanbul” Çin Kolonisi ve Şehir devlet modelinin önünü açacak olmasıdır. Küresel aklın Çin üzerinden Türkiye’yi kıskaca almasıdır…

Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA’nın Kanal İstanbul, Çin Kolonisi mi Olacak? başlıklı makalesinde şu hususlara dikkat çekiyor. “İstanbul’da kurulacak 500 binlik yeni şehir sonucu, Çin kolonisinin hazırlığının yapıldığıdır. Arap 10 alır, bir gelir. Ancak Çinli bir alır 10 gelir. Bir Çinlinin gelmesi, birkaç yıl için 10’a katlanması demektir. Olabildiğince fazla Çinliyi başka ülke vatandaşı yapmak Çin’in ilan edilmiş resmi politikasıdır.”

Kanal İstanbul Türkiye’nin kendi tasarrufundadır… İBB’nin bilimsel “Kanal İstanbul Çalıştay” raporu gelecek adına önemlidir…
***
Küresel aklın ortaya koyduğu “Bir Kuşak Bir Yol” projesi Türkiye’nin dışında gelişen projedir. Bu projeye ne iyi nede kötü diyebiliriz. Artısı, eksisi iyi değerlendirilmelidir. Jeopolitik açıdan stratejik önemimiz, Yeni “İpek Yolu” hattının üçte ikilik kısmı Türk topraklarından geçmesi, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile kültürel yakınlığımız projede en büyük avantajımız…  Tabii kullanırsak. Çin bize mahkum. Tavizkar olunmamalıdır. BKBY projesinde üretime önem verilmelidir.

Teknolojik üretim ve altyapı önemlidir. 21. yüzyılın yeni dünya düzeni “dijital devlet” modelidir. Gana’da 650 bin kilometre fiber optik altyapısı varken Türkiye’de 360 bin kilometredir. Lafla değil, gerçek icraatla “dijital yeni dünya düzenine” hazır olmalıyız… Dijital egemenlik olmadan ulusal egemenlik sağlanamaz.

Projeden bazı zenginler daha zengin olacak diye tek taraflı kararlarla Türkiye’nin geleceği riske atılmamalıdır. Küresel aklın karşısına, gerçek liyakat sahibi insanlarımızla “ortak akıl” oluşturulmalıdır.

Türkiye’nin geleceği, bugünün kararları ile şekillenecektir…

Bitti… 

Not: İlk yazı “Küresel Aklın Kuşak ve Yol kıskacında Kanal-İstanbul (1)”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu