Gündem

Özgür Özel Kocaeli’de: “Önce kazanacağız sonra hesap soracağız”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Adayı Atasoy Bilgin’in proje tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Bu iktidarın geçtiğimiz seçimlerde montaj videolarla korkutarak, ‘Bize oy vermezseniz bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler, vatanı böldürecekler’ diye kandırdıkları ile deprem bölgesinde ‘Bir sene sonra sizi eve sokarız’ diyerek kandırdıkların ahı ve vebali boyunlarınadır. Biz bundan sonraki süreçte, en etkin şekilde hem deprem bölgesindeki tutulmayan sözleri hem de vatandaşımıza yapılan, seçim öncesi o manipülasyonların tekrar etmemesi için CHP olarak bütün benliğimizle, bütün örgütümüz, gücümüzle önce 31 Mart seçimlerini kazanacağız, ondan sonra da bunlardan teker teker hesap soracağız” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atasoy Bilgin’in Kocaeli Kongre Merkezi’ndeki proje tanıtım toplantısına katıldı. Özel, “Kocaeli’nin yarınları için umudu olan, bugünlerinde bu yönetimin devam etmesi durumunda, hem kenti için endişeleri olan, hem kendi için endişeleri olan, hem ailesi ve gençleri için endişeleri olan bu güzel kentin adım adım geriye gidişinden, adım adım kimliğini kaybedişinden, adım adım değerlerinin aşındırılmasından rahatsız olan, aslında İstanbul’un yanı başında, çağdaş Türkiye’nin gelişmesine, çağdaş Türkiye’nin yürüyüşüne bayraktarlık edecek olan, teknolojisi, genç nüfusuyla, ihracatıyla Türkiye’nin kişi başına düşen en yüksek gayri safi milli hasılası ile Türkiye’nin büyük yürüyüşüne önderlik etmesi gerekirken hep bir şekilde geride bırakılan, ihmal edilen ve kent kimliği kaybettirilen Kocaeli’nin değerli hemşerileri, hepinizi saygı ile selamlıyorum, hoş geldiniz” dedi. Özel, “Salona girdiğim andan itibaren hem genç kardeşlerimden, hem sizlerden müthiş bir enerji aldım. Kocaeli örgütünün birlik ve beraberlik halinde, tüm ilçe başkanlarımızın gözleri ışıl ışıl. Adaylarımız enerjik. Salon son derece motive” diye konuştu. Özel, şunları söyledi:

“YARINLARA IŞIK TUTAN BİR SUNUM”

“Hem il başkanımızın harikulade açılış konuşmasından hem adayımız Atasoy Bilgin’in dünyadaki gelişmeleri gören, Kocaeli’nin Türkiye’deki yerini doğru yerden okuyan, Kocaeli ile ilgili eksiklikleri tespit eden, geliştirilmesi gereken kısımları, güçlü kaslarımızı, zayıf yanlarımızı doğru tespit eden, son derece hem ayakları yere basan, hem yarınlara ışık tutan sunumunu izledik. Bir yanda bu Cumhuriyet kentinde şehrin emin kişisi olarak, şehrin kendisine emanet ettiği bir belediye başkanının Cumhuriyetin kurucu değerleri, kurucu kadroları ile çelişkili, onlara minnet duyacağına husumet duyan kişileri baştacı eden yaklaşımı, bir yanda Kocaeli gibi bir Cumhuriyet kentini hak ettiği yere getirecek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği yere yürüyecek bir büyükşehir belediye başkan adayı. Derince’de aralıklarla 8 yıl ilçe başkanlığını yapmış, dolayısıyla örgütü bilen, bir yandan TMMOB’un üyesi, bir yandan İnşaat-Sen’in yönetim kurulu üyeliğini yapan, yani emeği, örgütlenmeyi bilen, 2 yıl süreyle devam etmiş Kayı İnşaat işçilerinin direnişinin örgütlenme sekreterliğini yapmış değerli adayımıza güveniyoruz. İnanıyoruz. Sonuna kadar arkasındayız.”

“HEP BİRLİKTE KENT İÇİN MÜCADELE”

“2 kentin CHP açısından tarihini biliyoruz, bugününü yaşıyoruz, yarınları için yapmamız gereken önemli işler var. Bu kentlerden bir tanesi Gaziantep, bir tanesi Kocaeli. Hem potansiyeli ile hem geçmişte belediyecilikte yapmış olduğumuz önemli işlerle hem bugün geldiğimiz noktada emeğin kenti olmasına rağmen sendikaların beklenilen durumda olmaması, emek mücadelesi yönünden yaşanan eksiklikler, zafiyetler ama bir yandan örgütlemeye müsait, mevcut örgütleri ile dayanışmaya müsait. Emeğin hakkını alması ve dolayısıyla bu kentin hakkını alması noktasında yapılacak çok işin olduğunu düşündüğüm Kocaeli’nde sol, sosyal demokrat değerleri ön plana çıkacak, emek ve emek örgütleri ile dayanışma içinde olacak, bunları yaparken servet düşmanlığı ya da iş dünyası ile kavga etmek yerine iyi bir diyalog, iyi bir etkileşim ama hakkın talebi, hep birlikte kent için mücadele noktasında gerçek sosyal liderlik yapacak büyükşehir belediye başkan profili çizen Atasoy Bilgin ile ilgili çok ciddi ümidim var. Bütün gücüm ve desteğimle arkasındayım.”

“HAZİNE’YE EN ÇOK BORCU OLAN BELEDİYE KOCAELİ”

“Burası Türkiye’nin hazineye en çok borcu olan belediyesi. Borcu çok deyince Manisa’da belediyeler devralıyoruz, başkanımız diyor ki çok borcumuz var, 70 milyon, 100 milyon, 130 milyon borç devraldık denirken Kocaeli Belediyesi’nin sadece hazineye olan borcunun 2 milyar 102 milyon lira olduğunu inanamayarak bir daha, bir daha kontrol ederek baktım. Sonra öğrendim ki Kocaeli Belediyesi’nden sonra ben çok borcu olanın borcu bile 1,5 milyarmış. Bir yandan emekten, vatandaştan yana Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yönetimi anlayışının belediyeyi bu borçlu yapıdan kurtarması gerektiği çok açık. Başkan ifade etti, il başkanı ifade etti. Elbette bu göreve talibiz. Kocaeli, gelişmiş sanayisi nedeniyle sendikacılığın gelişmesi gereken kentlerden bir tanesi. Aynı zamanda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre Kocaeli, Türkiye’de iş cinayetlerinin ve iş kazalarının en çok yaşandığı üçüncü il konumunda. Yani rakamlara baktığınızda, Kocaeli’ndeki talebe baktığınızda Kocaeli’nde bu işçi kenti, bu emeğin kenti Atasoy Bilgin’i çağırıyor ve onunla birlikte ayağa kalkmayı bekliyor.”

“BUGÜNE KADAR NEDEN ÖNLEM ALINMAMIŞ?”

“Kocaeli deyince insan büyükşehir belediye başkan adayından ne duymak istiyor? Dirençli kentlerle ilgili önemli sözler duymak istiyor. Sunumun dirençli bir kent yaratma vizyonu ile başlamış olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. 1999’da Gölcük depremi ile birlikte çok büyük bir yıkım yaşandı. Depremin travmaları kentte ve bu kentten göç etmiş on binlerde, yüz binlerde devam ediyor. Üzerinden 25 yıl geçmiş olmasına rağmen bu iktidar, o depremde çıkarılan geçici deprem vergisini kalıcılaştırmış olmasına rağmen, bu iktidar, kendisinden önceki Cumhuriyet iktidarlarının topladığı bütün vergilerin 4 katını toplamış olmasına rağmen, bu iktidar, deprem vergisi ile bu kenti yeni baştan 3 kez yapacak imkanlara sahip olmasına rağmen, bu kentin belediye başkanı 6 Şubat depreminden sonra açıklamada bulunup, Kocaeli yapı ve envanter çalışmasının tamamlanamadığını, kentsel dönüşüm yapılabilecek yerlerde fizibilite etütlerinin devam ettiğini itiraf etmiştir. Oysa bu kenti depremden beri yönetenlerin, bu kenti dirençli haline getirmiş olması, kentsel dönüşüm çalışmalarının bırakın fizibilitelerinin tamamen hayata geçmiş olması, kentin yeniden imar edilmiş olması, bugün sunumumuzun bu konu ile hiç ilgilenmiyor olması gerekirken sunumun ana konusu yaşanacak yeni bir depreme karşı hazırlıktır. Toplanma alanları ile ilgili tespitler doğrudur. Ancak bugüne kadar niye hayata geçirilmemiştir? Toplanma alanlarının etrafında gündelik yaşam için hizmet sunumu olacak kent lokantalarının deprem sonrasında depremde evini kaybetmiş o alanlara toplanmış kişilere aş sağlaması çok doğru bir yaklaşımdır ama halen daha ne için yıkılacak evlerde oturulmaktadır?

“10 KİŞİDEN 9’U HALA AYAZDA”

“O alanlara yapılacak olan toplanma alanlarına yapılacak olan hizmetlerle ilgili bizi bugün Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Hatay’da ortaya çıkan görüntünün benzerini Kocaeli için bekliyor olmak, bu kenti yönetenlerin bu kente hizmet değil ihanet ettiklerinin kanıtıdır. İhanet etmişlerdir. Bugünkü iktidar, 6 Şubat tarihinden sonra yaklaşmakta olan seçimi görünce ve kendisinin 1999 seçimlerinde ‘Efendim depremin üçüncü günündeyiz, hala çadır yok’ demişlerdi, depremin 33’üncü gününde çadır yoktu. Depremin birinci ayındayız hala millet çadırlarda diyorlardı, depremin bir yılı tamamlandı. Bu iktidarın sahibi Recep Tayyip Erdoğan, depremden 3 gün sonra 650 bin konut yapacağız demişti, depremden 45 gün sonra bu ifadesini revize edip, 319 bin konutun bir yıl içinde teslim edileceğini söylemişti. Bugün deprem bölgesinde şu ana kadar teslim ettikleri konut sayısı 45 bin 977. Kendi revize ettiği sözünün yüzde 15’ini, ihtiyaç olduğunu ifade ettikleri 650 bin konutun sadece yüzde 7’sini teslim edebilmiş durumdalar. Bugün geçtiğimiz günlerde gidip gözlerinin içine baka baka şantaj yaptığı, tehdit ettiği Hataylılar. Geçmişte kullandıkları oydan sorumlu tutup, hizmet geldi mi, gelmez, Hatay mahsun kaldı diyerek taş kalpli birisi olduğunu ifade ettiği, 31 Mart’ta kullanacakları oyla ilgili tehdit ettiği Hataylılara verdiği söz. 10 kişiden 9’u, verdiği söze rağmen hala çadırda, hala yağmur altında. Hala ayazda. Hala konteynerde. Hala çamurların içinde. Bugün bu ülkeyi yönetenlerin artık kent vizyonu kalmadığı, afet vizyonu kalmadığı, aslında hiç olmadığı, depremden sonra yaşanan seçimden insanların korkutularak, kandırılarak, biz olmazsak evleri yapamazlar, bir yılda yetiştiremezler diye sözünü ve oyunu aldıklarının sadece 46 bininin evlerinde, 604 bin kişinin perişanlıkta olduğunu görüyoruz.”

“O KENTLERİ KENDİ MEMLEKETLERİNE GETİRSİNLER”

“Bu iktidarın geçtiğimiz seçimlerde montaj videolarla korkutarak, ‘Bize oy vermezseniz bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler, vatanı böldürecekler’ diye kandırdıkları ile deprem bölgesinde ‘Bir sene sonra sizi eve sokarız’ diyerek kandırdıkların ahı ve vebali boyunlarınadır. Biz bundan sonraki süreçte, en etkin şekilde hem deprem bölgesindeki tutulmayan sözleri hem de vatandaşımıza yapılan, seçim öncesi o manipülasyonların tekrar etmemesi için CHP olarak bütün benliğimizle, bütün örgütümüz, gücümüzle önce 31 Mart seçimlerini kazanacağız, ondan sonra da bunlardan teker teker hesap soracağız. Bugün Türkiye’nin göç alan kentlerini CHP’li belediyeler yönetiyor. Bugün Kocaeli’nde hafta sonu insanlar CHP’nin yönettiği İzmit ilçesine gidiyorlar. Bugün insanlar tatillerini geçirmek için CHP’li belediyeleri tercih ediyorlar. Bugün öğrencilerin yüzde 85’inin tercih ettikleri üniversiteler, CHP’lilerin yönettiği kentlerde ya da ilçelerde. Biz herkesi CHP’li belediyelere getiremeyiz, göç edemezler, hepsini birden CHP’li belediyelerde barındıramayız. Ama eğer insanlar o beğendikleri kentleri, o beğendikleri parkları, sosyal donatı alanlarını, o kentlerde belediye başkanlarımızın yaptığı iyi şehircilik uygulamalarını, halkçı belediyecilik uygulamalarını, dayanışma belediyeciliklerini istiyorlarsa o zaman çağrımız bütün Kocaeli’nedir. Kocaeli’nin bütün ilçelerinedir, CHP’li belediye başkalarına oy versinler, o kentleri kendi memleketlerine getirsinler.”

“CANLARI SAĞ OLSUN”

“Bir yanda endişe var. Endişe şudur, iktidar orantısız güce sahiptir, kendi ittifakını sürdürmektedir. İçinden Yeniden Refah Partisi ayrılmıştır, geçen sene Yeniden Refah Partisi’ni ittifakta tutarken, Necmettin Erbakan Hocanın gerçek partisi diyenler, Yeniden Refah Partisi kendi başına bir seçime girmek istediğinde Fatih Erbakan’a ip cambazı demekten geri durmamışlardır. Yeniden Refah Partisi’ne ihanet içindesiniz demekten geri durmamışlardır. Bize kaybettirmek için bir şeyler yapıyorlar deyip hatta çok daha ileriye gidip, düşünsenize Yeniden Refah Partisi gibi bir partinin CHP’den rüşvet aldığını dahi iddia edecek kadar çirkinleşmişlerdir. Benim sözüm Türkiye kamuoyuna. Geçen seçimi yaşayan herkese. Biz de bir ittifaktaydık, onlar da bir ittifaktaydılar. Bizim ittifak ortaklarımız, tek başımıza seçime gireceğiz dediler, ne dedik? Canınız sağ olsun. Bize en sert eleştirileri yönelttiler. Ne dedik, canınız sağ olsun. Bizim karşımızda güçlü adaylar çıkarma arayışına girdiler, hatta bizim adaylaştıramadıklarımızı aday edip karşımıza çıkarmaya çalıştılar, dedik ki canınız sağ olsun. Bir de bakın Recep Tayyip Erdoğan’ın eski ittifak ortaklarına, hocasının oğluna söylediği sözlere, layık gördüklerine ettikleri hakaretlere… İşte bir tarafta bir tek adam ve oy verenin oy verdiği sürece makbul olduğu, ittifak ortağının yan yana olduğu sürece makbul olduğu, aksi durumda en ağır hakaretlere, iftiralara karşı kendisini bir anda onların karşısında bulduğu bir ittifak. Bir tarafta geçmişte ittifak yaptıklarına eski dosttan düşman olmaz diyenler. Bir tarafta sizin, bizim gibi ittifak ortaklarını kucaklayanlar, yakasında güneş olan birini yolda görünce gidip sarılanlar, hatırını soranlar ve onlarla birlikte olanlar. Bir tarafta nefret, korku ve saldırgan bir ittifak.”

“KAPILAR ARDINA KADAR AÇIK”

“O ittifak, boşalan yeri ayrıca dolduruyor. Hizbullahçılarla, domuz bağcılarla, kadınlar sahiplendirilmelidir diyen, kadınlara sokak hayvanı muamelesini bile layık gören bir anlayış ile dolduruyor. Herkes soruyor, orada bir ittifak var. Biz bunun karşısında kim olarak varız? Biz onun karşısında çok daha büyük bir ittifakla varız. Biz onun karşısında bütün Türkiye’yi kucaklayan, eski dosttan düşman olmaz diyen ve sadece sosyal demokratlarla değil muhafazakar demokratlarla, milliyetçi demokratlarla, bu ülkenin bütün demokratlarıyla, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i ile birlikte Türkiye’yi kucaklayan Türkiye ittifakı ile varız. Biz Türkiye ittifakına inanıyoruz. Türkiye ittifakı, Cumhur ittifakı gibi korkunun, şantajın değil umudun, sevginin ve kardeşliğin ittifakıdır. Türkiye ittifakının rengi Cumhur ittifakının yağmur bulutlarını, kasvetli bulutların koyu gri rengi değil ay yıldızlı al bayrağın renkleri olan kırmızı ile beyazdır. Türkiye ittifakının belediye başkan adaylarının kapısı Kürt’e de Türk’e de Laz’a da Çerkez’e de ardına kadar açıktır. Türkiye ittifakı, ayrımcılığı reddeder. Bütün Türkiye’yi hep birlikte kucaklar. Milli marş okunurken, filenin sultanları şampiyon olduğunda, milli marş okunurken gözleri dolmuş, hıçkırarak o milli marşı okuyanları dolu gözlerle alkışlayanlar, gırtlağı düğümlenenler Türkiye ittifakıdır.”

“UMUDUNU KAYBETMEYENLER KAZANACAK”

“Tayyip Beyin önce bütün milliyetçilikleri ayakları altında ezip, sonra Devlet Beye mahkum olunca çakma milliyetçilik yaptığı, o çağırınca havaalanına koşturup, kot üstüne perdelik kumaştan kefen giyenlerin ittifakı değil Türkiye ittifakı Çanakkale’de koyun koyuna kefensiz yatanların torunlarının ittifakıdır. O yüzden Türkiye ittifakı, Kocaeli’ni kazanacak ittifaktır. İzmir, Ankara, Adana, Antalya, İstanbul, Aydın, Muğla’yı kazanacak ittifaktır. Türkiye ittifakı, Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli’yi kazanacaktır. Türkiye ittifakının bütün bileşenlerini bağrımıza basıyor ve diyoruz ki 10 bin lira maaşa mahkum edilen, ayın sonunu değil ortasını bile getiremeyen emeklinin, pazarlar dağılırken o pazarlarda satılmamış ürünleri toplamaya çalışan teyzelerin, marketlerde çürümeye yüz tutmuş meyveleri olgun meyve diye almak zorunda kalanların. Sendikal hakları elinden alınmış, asgari ücrete mahkum edilmiş işçilerin, her dördünden üçü bavulları zihninde toplamış, fırsatını bulursam yurtdışına giderim diyen gençlerin ve onların kaygılı anne ve babalarını yüzünü güldürecek olan ittifak, Türkiye ittifakıdır. Korkuya teslim olmayacağız, korkmayacağız ama korkutanlardan da olmayacağız. Ancak karşımızdaki bu suç örgütleri ile kol kola, karşımızda cinayetleri, ittifakları sarsılmasın diye örtbas eden anlayışa, bir elleri yasa dışı örgütlerin bir elleri dış bağlantıların üzerinde birbirlerine tutunarak ayakta kalmaya çalışan o korku ittifakına karşı korkmayanlar, susmayanlar, teslim olmayanlar, umudunu kaybetmeyenler, Kocaeli’ni de kazanacak. Türkiye’yi de kazanacak.”

“BU TOPRAKLAR BEKA SORUNU YAŞADI”

“Türkiye ittifakının renkleri kırmızı ile beyazdır. Çakma milliyetçilere, birbirlerinden milliyetçilik ve muhafazakarlık öğrenip, birlikte milliyetçi muhafazakar bir ittifakız diye milleti kandıranlara karşı altı okun tamamına sahip çıkan ama Türkiye’nin de tamamını kucaklayan, Türkiye’deki tüm renklerin değerini bilen, gören, bunu bir zenginlik olarak gören, tüm renkleri kucaklayan, buradan güç alan ve Türkiye’nin 100 yıl önceki hikayesinden umutla bahseden, onu örnek alan bir ittifakımız var. 100 yıl önce birileri o şimdi milliyetçi olanlar ama bir yandan da geçmişte Türkiye şimdi beka sorunundan bahsediyorlar ya. Bu topraklar gerçekten beka sorunun yaşadı. Nasıl yaşadı? Hatırlayalım. Matbaayı 200 yıl geç getirdiler de bütün dünya ilimle, bilimle, fenle, icatla uğraşırken burada oyalandılar ya. Bütün dünya donanmalarını güçlendirirken donanmayı Haliç’te 33 yıl tutup da Kıbrıs’ı bile kaybettiler ya. Bir gün geldi o teknolojinin, gücün sahipleri yayılmaya başladılar. Onlara karşı matbaadan, bilimden, fenden ve gelişmeden nasibini almamış bir tek adam yönetiminde sürekli gerileyen, sürekli güçsüzleşen ülkemiz işgal edildi. 7 farklı ordu Anadolu’yu zapt ederken donanmalar geldiler. O donanmalar gelirken o Tayyip Erdoğan’ın yere göğe sığdıramadıkları önce o donanmalara kırmızı halılar sererken bizim yüreğimizin en müstesna yerine koyduğumuz, ona bakıp ‘Geldikleri gibi gidecekler’ diyordu. Kartal istimbotunun ucundan geldikleri gibi gidecekler diyordu. Gün oldu o yere göğe sığdıramadıkları Yıldız Sarayı’nın arka bahçesinden bir botla İngiliz zırhlısına kaçarken, bizimki Bandırma Vapuru ile Samsun’a geçip Kurtuluş Savaşını başlatıyordu.”

“BİR SANTİM EĞİLMİYORUZ”

“Şimdi Türkiye ittifakının bir kez daha hep beraber Türkiye’yi kucaklaması, bu vatanı yeniden kurtarması, bu Cumhuriyeti yeniden demokrasi ile tanıştırması, demokrasiyi kurması, bu ülkeyi yaşanacak bir hale getirmesi gerekiyor. Onun Kocaeli’ndeki adımını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve sizlerin kazanacağı belediyelere. 31 Mart’ta elimizdeki belediyeleri tutarak, güçlenerek, yeni belediyeleri kazanarak. Geneldeki iktidarı yerelden hep birlikte dengeleyerek, daha sonra hem muhalefetin gücünü, birlikteliğini hep birlikte kol kola, omuz omuza yükselterek, hem de karşı karşıya olduğumuz bütün tehditleri savuşturarak başaracağız. Bunu yapacak olan Türkiye ittifakının bayrağı ve renkleri buradadır. Kırmızı ile beyazdır. Türkiye ittifakının renkleri o demin çok güzel bağıran gençleri duyalım bakalım. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Türkiye ittifakını yenecek ne güçleri, ne cesaretleri var. Onlardan korkmuyoruz, bir adım geri atmıyoruz, bir santim eğilmiyoruz, bir kelime eksik konuşmuyoruz. Biz haklıyız, biz kazanacağız. Size güveniyorum, inanıyorum. Bu seçimi alın Kocaeli’nin makus talihini değiştirin. Hak ettiği halkçı belediyeciliğe Kocaeli’ni yeniden kavuşturun.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu