İmamoğlu’ndan Soylu’ya: “Çay içecek kahvehane, selam verecek adam bulamayacak”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İBB’de terörle iltisaklı kişiler çalıştırıldığı iddialarıyla ilgili rapor hazırlayarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermesine tepki gösterdi. İmamoğlu, "Bu dil ve bu akıl, Gaziosmanpaşa'da gidip kahve, çay içeceği kahvehane bulamayacak" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın İBB’de terörle iltisaklı kişiler çalıştırıldığı iddialarıyla ilgili rapor hazırlayarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermesine tepki gösterdi. İmamoğlu, “Dün itibariyle bir de uydurma bir terör soruşturmasının savcılığa başvurma hali var. Birkaç gün önce, malum bakan çıkıp, ‘Şöyle olursa görevden almam, ama böyle olursa, şu hallerde görevden alırım’ dedi. Bu ne kibir, bu ne aymazlık… Ben samimiyetle söyledim; İstanbullu olarak İstanbul’un hizmetinde olmaktan onur duyan bir kişi olarak söylüyorum: Bu dil ve bu akıl, Gaziosmanpaşa’da gidip kahve, çay içeceği kahvehane bulamayacak” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şöyle konuştu:
Dün itibariyle bir de uydurma bir terör soruşturmasının savcılığa başvurma hali var. Birkaç gün önce, malum bakan çıkıp, ‘Şöyle olursa görevden almam, ama böyle olursa, şu hallerde görevden alırım’ dedi. Bu ne kibir, bu ne aymazlık… Ben samimiyetle söyledim; İstanbullu olarak İstanbul’un hizmetinde olmaktan onur duyan bir kişi olarak söylüyorum: Bu dil ve bu akıl, Gaziosmanpaşa’da gidip kahve, çay içeceği kahvehane bulamayacak. Doğduğum toprakların insanı, evladı olduğum yerin insanı olarak söylüyorum: Trabzon’da, Of’ta gidecek, çay içecek kahvehane bulamayacak. Selam verecek adam bulamayacak. Bu kadar net. Ben milletimin vicdanını biliyorsam, o vicdan yoksunu akıldan, adalet yoksunu akıldan, insan sevgisi yoksunu akıldan çıkan bu sözlerden sonra, gelecekle ilgili tarifim net: Bulamayacak. Ama ben, Allah’ıma şükür, 86 milyon insanın yaşadığı bu ülkede, hangi köye gitsem, o köyün evinde misafir olacağımı biliyorum. Bu tür iş ve işlemlere başvurarak, ‘Bir şey yapalım, ayağını kıralım; bir şey yapalım, kolunu kıralım; bir şey yapalım, önünü keselim; şunu yapalım, bunu yapalım; nafile, nafile. Ok, yaydan çıkmıştır. Bu memlekette değişim olacaktır. Er ya da geç olacaktır.
Önünde hiçbir engel tanımayan, milyonlarca insanı vardır bu ülkenin. Bu inisiyatifi ortaya koymuş on milyonlarca insanı vardır. Ve aldığımız bu karara, otomatik olarak, direkt, en az yüzde 75-80 civarında ‘Bu kararınız yanlıştır’ diyen vicdanı yüksek bir millete sahibiz. Ne yaparsanız yapın. Yüzde 10-12 seviyesinde hırsı, aklının önüne geçmiş bazı insanlar olabilir. Olabilir. Var. Hırsı, aklının önünde. Kibri, ihtirası aklının önünde insanlar vardır. Ama biz, milletimizin bütün o yüce duygularına inanıyoruz. Ve milletin vicdanında, adaletinde karşılık bulmayan bir karar, zaten bizim de vicdanımızda yok hükmündedir. Biz, dünden fersah fersah daha umutluyuz. Dünden, fersah fersah daha güçlüyüz. Dünden, fersah fersah daha kararlıyız. Çünkü biz, buraya geldiğimiz gün, zaten ceketimizi alıp çıkacakmış gibi görevimizi yapıyoruz. Birileri gibi, bir şeyleri doldurup gidecek gibi görev yapmamış. Ceketimizi alıp gideceğiz. Dolayısıyla bizim bu konumla ilgili bir derdimiz yok.
Biz koltuktan güç alan değil, koltuğa güç katmaya gelmiş insanlarız. Bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Kararlıyız. Tabi ki burada insanın kendi ailesi, kendi siyasi ailesi, en büyük güç aldığı kaynağıdır. Hem Genel Başkan’ımıza son Ankara’daki buluşmamızdaki, gösterdiği o derin sıcaklığa yürekten teşekkür ediyorum. Hem de sizlerin bugün bizimle bir arada olması, benim için elbette çok kıymetli. Bir aradayız. Her zaman bir aradayız. Hep bir arada olacağız. Özellikle burada halkımızla buluştuğumuz hem kararın verildiği çarşamba akşamı hem bir sonraki gün, milletimizle buluştuğumuz o kalabalıkla, sohbet ettiğimiz o büyük buluşma hem de orada Genel Başkan’ımızla birlikte Altılı Masa’nın bir arada coşkuyla bizi kucaklaması, liderlerin bize katkı sunması, beni oldukça mutlu etmiştir. Altılı Masa dışında beni destekleyen tüm siyasilere de teşekkür ediyorum. Dolayısıyla büyük bir mutabakatla, muhalefetin güçlü duruşuyla, bu aklı, ülkemizin zihninden inşallah hep birlikte böyle tarihin derinliklerinde bırakıp, önümüze pırıl pırıl aydınlık bir geleceğe bakacağız. Güçlü bir geleceğe bakacağız. Dünden daha güçlü olduğumuzu unutmayın. Dünden daha muteber ve daha kabul gördüğümüzü unutmayın.”