Gülşah Deniz Atalar: “Yunus Emre’nin ismini de kirlettiler”
CHP Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Sorumlu Gölge Bakan Gülşah Deniz-Atalar, Yunus Emre Enstitüsü’nde ortaya çıkan yolsuzluklarla ilgili olarak, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü’nde son dönemde duyarlı kamu denetim elemanları sayesinde ortaya çıkarılan yolsuzluğun boyutları dudak uçuklatıcıdır. Yapılan usulsüzlüklerin kapsamı ve kullanılan yöntemler, kamu yönetiminde yaşanan genel tablonun sadece küçük bir örneğini temsil etmektedir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Atalar, Yunus Emre Vakfı’yla ilgili yolsuzluk iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Deniz Atalar, “Adı geçen Bakan ve Bakan Yardımcılarının yaşanan milyonlarca liralık yolsuzluk konusunda bir sözleri var mıdır? Vakıf Mütevelli Heyeti, Enstitü Yönetim Kurulu, ve istifa ettirilen Enstitü Başkan Yardımcılarının ortaya çıkan skandal ile ilgili her hangi bir illiyetleri, hukuki sorumlulukları veya hiç olmasa vicdani sorumlulukları ne boyuttadır? Bu noktaya kadar göz yuman, koruyan ve güç veren herkes hesap vermelidir” diyerek konunun sadece bir kurum değil, bir yönetim anlayışını ilgilendirdiğini vurguladı. Deniz Atalar, şunları kaydetti:
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Yunus Emre Enstitüsündeki son dönemde gündeme gelen ve duyarlı kamu denetim elemanları sayesinde ortaya çıkarılan yolsuzluğun boyutları dudak uçuklatıcı olmakla birlikte, yapılan usulsüzlüklerin kapsamı ve bu usulsüzlüklerde kullanılan yöntemler kamu da yaşanan genel tablonun kumsalda bir kum tanesi misali sadece küçük bir örneğini temsil ediyor.
Bu noktada sormak zorundayız: Kim ya da kimler bu yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin devam etmesine izin verdi? Teftiş ve suç duyurusu ancak olaylar ayyuka çıktıktan sonra yapılıyorsa, yönetim mekanizmaları neyi denetliyordu? Bu iddialar sadece birkaç kişiyle sınırlı bir mesele değil; asıl sorun, sistemin bu denli yozlaşmaya açık hale getirilmesidir. Teftiş ve suç duyuruları önemli bir adım, ancak sorumluluk burada bitmiyor. Bu noktaya gelinene kadar göz yuman, koruyan ve güç veren herkes hesap vermelidir.
Yunus Emre Enstitüsü’nde yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında Yunus Emre Enstitüsü eski Başkanı Şeref Ateş, Enstitü Daire Başkanları ve bazı alt kademe çalışanları ile Enstitüye sahte fatura düzenleyen bazı şirket yetkilileri gözaltına alındı.
Geçen yıla kadar 9 yıldır Enstitü Başkanlığını yürüten Şeref Ateş, göz altı kararı uygulaması için evine polis gittiğinde bulunamadı ve yurtdışına kaçtığı basına yansıyan bilgiler arasında. Şeref Ateş ile birlikte görev yapan Enstitü Başkan Yardımcıları; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın ise kamu kaynaklarındaki yolsuzluklar basına yansıyınca ve Savcılıkça da soruşturma başlatılınca istifa ettirildiler. Yunus Emre Enstitüsü’nde ihtiyaç doğrultusunda mal ve hizmet alınmadan, sanki var olan bir ihtiyaç doğrultusunda satın alınmış mal veya hizmet varmış gibi gösterilerek, herhangi bir ticari faaliyeti olmayan tabela şirketlerinden kesilen sahte faturalarla bu şirketlere ödenen komisyonlar karşılığında, Enstitü bütçesinden milyonlarca lira zimmete geçirildi. Bu yolsuzluklar ile ilgili hakkında soruşturma yürütülen ve göz altı kararı çıkartılan kişiler Enstitü Eski Başkanı Şeref Ateş, Özel Kalemi M. D. Destek Hizmetleri ve Bilişim Dairesi Başkanı M. Ç. Strateji Geliştirme Daire Başkanı S. Y. ile ismi öğrenilemeyen diğer birkaç çalışan ve sahte fatura düzenleyen şirket yetkilileri.
Göz altı kararı çıkartılan isimler arasında olmayan iki isim ise dikkat çekiyor:
Geçtiğimiz Aralık ayında alelacele istifa ettirilen Başkan Yardımcıları Rahmi Göktaş ve Abdullah Kutalmış Yalçın. Adı geçenlerin ilki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının eşi, diğer ise MHP Genel Başkan Yardımcısının oğlu. Enstitüde ortaya çıkan büyük yolsuzlukta Enstitü Başkanı, Özel Kalemi ve daire başkanları için gözaltı kararı çıkarılırken istifa ettirilen ve korunan başkan yardımcıları bu çarkın içinden çekilerek muhafaza altına alınıyor.
Oysa, doğrudan başkan yardımcılarına bağlı olup, sahte faturalarla hayali mal ve hizmet alımı yapan ve bunları muhasebeleştiren daire başkanlıklarının bu faaliyetlerinin hiyerarşik silsilede Başkan Yardımcılarının bilgisi, onayı ve imzaları dışında gerçekleşmesi mümkün değil. Şemada Enstitü Başkanı, daire başkanlıkları ve tabela şirketleri varken, istifa ettirilerek denklemden çıkarılan başkan yardımcılarının üzerindeki siyasi koruma kalkanı apaçık kendisini ilan ediyor.
Yolsuzluk soruşturmasında yukarıdaki tabloda öne çıkan ve kamuoyuna yansıyan isimler, Enstitüdeki yolsuzluğu sahada gerçekleştirdikleri iddia edilen bürokratlardır.
Şeref Ateş’in görev yaptığı dönemde Yunus Emre Enstitüsü’nün bağlı olduğu Yunus Emre Vakfının Mütevelli Heyeti Üyelerini bir inceleyelim:
Başkan
• Mehmet Nuri ERSOY, Kültür ve Turizm Bakanı
Üyeler
• Dr. Serdar ÇAM, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı
• Ahmet YILDIZ, Dışişleri Bakan Yardımcısı
• Dr. Ömer Faruk YELKENCI, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı
• Dr. İsmail ilhan HATIPOGLU, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Birol AKGÜN, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı
• Prof. Dr. Muhammed Fatih ANDI
• Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü
• Prof. Dr. Ali Osman KURT
• Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Sacit AÇIKGÖZOGLU
• Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa DUMAN
• Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel TOPÇU Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi
Şeref Ateş dönemindeki Yunus Emre Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeleri’ne de bir bakalım:
Yönetim Kurulu Başkanı
• Prof. Dr. Şeref ATEŞ
• Yönetim Kurulu Üyeleri
• Dr. Batuhan MUMCU, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı
• Serkan KAYALAR, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı
• Abdullah EREN, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı
• Büyükelçi Ayda ÜNLÜ, Yurtdışı Tanıtım ve Kültürel İşler Genel Müdürü
• Prof. Dr. Ahmet KARADOĞAN, Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi,
• Prof. Dr. Hikmet YAMAN, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Enstitüde yolsuzluklar yaşanırken heyet ve yönetim kurulu olarak yukarıdaki isimlerin ne yaptıkları ya da yapmadıkları sorgulanmalıdır!
Diğer taraftan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar ÇAM Vakıf Mütevelli Heyeti üyesi, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan MUMCU ise Enstitüyü Yönetim Kurulu Üyesi olarak Enstitüde yaşanan yolsuzluklar konusunda, Enstitünün web sayfasından kendi isimlerinin de yer aldığı yukarıdaki kurumsal bilgileri kaldırtmak dışında neler yapmışlardır?
Adı geçen Bakan ve Bakan Yardımcılarının yaşanan milyonlarca liralık yolsuzluk konusunda bir sözleri var mıdır? Vakıf Mütevelli Heyeti, Enstitü Yönetim Kurulu, ve istifa ettirilen Enstitü Başkan Yardımcılarının ortaya çıkan skandal ile ilgili her hangi bir illiyetleri, hukuki sorumlulukları veya hiç olmasa vicdani sorumlulukları ne boyuttadır?
Yürütülen soruşturma Şeref Ateş’in görev yaptığı dokuz yılı kapsayacak şekilde genişletilmiş midir?
Tespit edilen yolsuzluğun toplam rakamı ne kadardır?
İstifa ettirilen ve siyaseten korunan Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcılarının yürütülen soruşturmanın yolsuzluk haritasındaki yeri nerededir?
Bu yolsuzluk soruşturması bağlamında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş eşi ile ilgili olarak; MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise oğlu ile ilgili olarak bir açıklama yapacak mıdır? Enstitüde yolsuzlukların yaşandığı dönemde başkan yardımcısı olarak görev yapmış eş ve oğul ile ilgili olarak siyasi kayırmacılık ve sorumluluk konusunda yaklaşımları ne olacaktır?
Kamu kaynağını ve milyonlarca vatandaşımızın vergi yükünü ilgilendiren bu hırsızlığın boyutları ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Hükümet acilen kamuoyunu doyurucu açıklama yapmalıdır!