Demokrasilerde halktan kaçılmaz
Erdoğan, 19 sene önce merhum Ecevit'e karşı sert sözlerle erken seçim isterken, bugün millet ittifakının erken seçim çağrılarına cumhur ittifakı sert üslup ile karşılık vermekte, erken seçim söz konusu değil diyebilmektedir.
Türkiyede erken seçim tartışmaları sürüyor. Millet ittifakı, halk erken seçim istiyor derken. Cumhur ittifakı, Türkiye’de erken seçimi gerektirecek siyasal şartlar yoktur. Seçim 2023’te zamanında yapılacak diyor.
Hatırlanacağı üzere merhum Ecevit’in başbakan olduğu 1999 (DSP-MHP-ANAP) koalisyon hükümeti ekonomik kriz bahane edilerek erken seçim çağrıları yapılıyordu. Uygulanan programla krizin etkisi aşılmaya başlanmışken, koalisyon ortağı partiler erken seçime gerek yok demesine rağmen iki ay dolmadan Bahçeli’nin ‘erken seçim’ çağrısı yapması sonucu 57. hükümet sona ermişti.
Millet ittifakının erken seçim isteğine, Cumhur ittifakı suçlayıcı açıklamalar yapmaktadır.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Ecevit’e karşı erken seçim isterken sert sözlerini tekrardan hatırlamak gerekir…
Erdoğan’ın, Ecevit’e söylediği sözler:
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan; Başbakan Bülent Ecevit’in, topluma yararlı olabilmek için değil, kendini ayakta tutabilmek için siyasete sarıldığını öne sürerek, ”Bir siyaset adamının her şeyi siyaset olursa, siyasetten başka dünyası olmaz… Siyaset adamı kişisel siyaset hırsı uğruna topluma, insanlığa kıymaz. Kendi siyasal yaşamını kesmeyi göze alır. Siyaset adamı gerektiğinde çekilebilmelidir” diye başladı.
Ecevit’in bu ifadelere İsmet İnönü’ye yazdığı mektupta yer verdiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Şimdi siz Hükümet’in üç yılını değerlendirmek adına bir basın toplantısı yapan ve konuşmasını (çekilmeyi düşünmüyorum, erken seçim söz konusu değil) diye bitiren Ecevit’i düşünün… Bir de 25 yıl önce söylediklerini düşünün. Ecevit 25 yıl önce sanki bugünkü Ecevit’i tarif etmiş. Ecevit bugün siyasetten çekilirse siyaset dünyasının, Türkiye’nin ve dünyanın yıkılacağını zannediyor. O yüzden siyasete sımsıkı sarılıyor. Toplum veya insanlığa yararlı olabilmek için değil, kendini ayakta tutabilmek için sarılıyor, sımsıkı siyasete, kişisel siyasi hırsı uğruna topluma ve milletimize kıymaktan çekinmiyor. Siyasetten çekilmesini bilmiyor.
Akla gelebilecek ilk soru şu, Ecevit’in çeyrek asır önce söyledikleri mi daha sağlıklı, doğru, akılcı, insani içerikler taşıyor, yoksa bugünkü tavrı ve söyledikleri mi? Erdoğan, Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık problemleri nedeniyle Başbakanlıktan ve siyasetten çekilmesi gerektiğini savunarak, ”Ama anlaşılan o ki insan yaşlanınca gerçekleri daha az görüyor ve kişisel hırsları daha da artıyor” dedi. Başbakan Ecevit’in Hükümet’in üç yılını değerlendirdiği basın toplantısına da değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye hiç de Başbakan’ın çizdiği tabloya uymuyor. Başbakan bakanlıkların yaptığı rutin çalışmaları ortaya koyarak son üç yılın hesabını verdiğini zannediyorsa çok yanılıyor. Başbakan ve ortakları son üç yılda yaptıklarının hesabını kolay kolay ne halkımıza ne tarihine de geleceğe verebilir. Bu nedenle demokratik ülkelerde en meşru hesaplaşma zemini olan seçimden korkuyorlar ve kaçıyorlar. Çünkü her şeye rağmen halkla yüzleştiklerinde 3 yıllık faaliyetlerini affettiremeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Halkın kendilerini sandığa gömerek tepkilerini ortaya koyacaklarının da çok iyi farkındalar. Bu nedenle sadece Başbakan değil, hadi onun mazereti var yaşlılık ve rahatsızlık nedeniyle hırsını toplum yararının önüne koyuyor diyelim. Anlaşılan bu hal bulaşıcı ki diğer ortakları da onun gibi davranarak, halkla yüzleşmekten kaçıyorlar. Ancak demokrasilerde halktan kaçmak mümkün değil. Eninde sonunda halkın karşısına çıkacaklar ve siyaset dışına düşeceklerdir.“
Seçim tarihi uzak bir tarih olarak da belirlenmemelidir. İleri bir tarih, bundan önce edindiğimiz tecrübeler gösteriyor ki, ülkeyi çok daha farklı bir kaosa itebilir. Kesinlikle, 2003’e kalmamalıdır. 2003’ü kaybedecek bir lüksümüz yoktur.
Erdoğan, milletin bu hükümeti artık istemediğini savunarak, Başbakan Ecevit’e ”gidin” dedi.
Erdoğan, 19 sene önce merhum Ecevit’e karşı sert sözlerle erken seçim isterken, bugün millet ittifakının erken seçim çağrılarına cumhur ittifakı sert üslup ile karşılık vermekte, erken seçim söz konusu değil diyebilmektedir.
Bugün yaşanan krizler 1999-2002′ ye göre çok daha fazladır. Türkiye’yi uçuracak denilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ülke ekonomisi ağır yara aldı. Uçan “Döviz kuru, işsizlik, cari açık” oldu. Merkez bankasının 128 milyar dolar rezervi nerede sorusuna hala somut cevap verilemedi. Sorunlar sadece Ekonomide değil; Dış politika, Adalet, Eğitim, Sağlık, Tarım, İşsizlik gibi birçok alanlarda devam etmektedir. “Suriye mülteci” sorununa “Afgan mülteci” sorunu da eklendi. Gerçekler AKP’nin ortaya koyduğu tablodan çok farklı.
Halkın çoğunluğu umutsuz, gelecek kaygısı taşımaktadır. Yaşanan olumsuz gelişmeler erken seçim için yeterli değil midir?
Türkiye 2023 kadar dayanır mı bilinmez… Bugün erken seçim yok diyen Bahçeli, yarın erken seçim çağrısı yapar mı?
Kim bilir…
Demokrasilerde halktan kaçılmaz.