CHP’li Zeliha Aksaz Şahbaz: Çakılı kadro uygulamasına son verilmeli

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, sağlık personellerinin kurumlar arası geçiş engeline ilişkin “Sağlık emekçileri; eşlerinden, çocuklarından, yaşlı ve engelli yakınlarından koparılmakta, aile bağları bilinçli bir idari zorbalıkla zayıflatılmaktadır. Aileyi yalnızca söylemde sahiplenenler, uygulamada en temel aile haklarını ayaklar altına almaktadır. Çakılı kadro uygulamasına son verilmeli, kamu emekçisinin yaşamını tutsak alan bu sistem ortadan kaldırılmalıdır. Sağlık emekçileri köle değildir. Aile birliği, çocukların eğitimi ve insan onuruna yaraşır bir yaşam hakkı pazarlık konusu yapılamaz” ifadelerini kullandı.
Şahbaz, sağlık personellerinin kurumlar arası geçiş engeli ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Türkiye’de sağlık sistemini ayakta tutan yüz binlerce sağlık emekçisinin yalnızca iş yüküyle değil, aynı zamanda hukuksuz, vicdansız ve keyfi uygulamalarla da mücadele ettiğini belirten Şahbaz, “bu adaletsizliğin en çarpıcı örneklerinden birinin üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık personelinin kurumlar arası geçiş hakkının fiilen yok sayılması olduğunu” ifade etti.
Şahbaz, şunları kaydetti:
“Üniversite hastanelerindeki çakılı kadro uygulaması, sağlık emekçisini bir ilde ömür boyu sabitleyen bir zincire dönüştürülmüştür. 2025 yılı itibarıyla üniversite hastanelerinde ilk kez karşılıklı tayin (becayiş) hakkı tanınmış olsa da uygulama kapsamı son derece sınırlı tutulmuştur. Eşleşmeler yalnızca derece ve kademe uyumu bulunan personel arasında yapılmış; bu teknik şart, birçok emekçinin becayiş talebinin reddedilmesine yol açmıştır.
“Aile birliğini yok sayan politikalarla fiiliyatta tamamen çelişmektedir”
Üstelik süreç şeffaflıktan uzak bir biçimde yürütülmüş, neden eşleşme yapılmadığına dair başvuru sahiplerine hiçbir açıklama yapılmamıştır. Bu durum, sağlık emekçisinin aile birliği ve insanca yaşam talebini fiilen geçersiz kılmaktadır. Kendi bünyelerinde sağlık personel eksikliğini belirleyen üniversitelerde alımlar çoğunlukla ilan bazlı sözleşmeli istihdamla yapılmaktadır. Bu durum, atama süreçlerinin kuralsız, keyfi ve liyakatsiz biçimde işletilmesine zemin hazırlamaktadır. Aile bütünlüğü, çocukların eğitimi ya da engelli bireylerin bakımı gibi temel yaşam gerekçeleri yok sayılmaktadır. Bu uygulamalar sadece çalışma barışını değil, toplumsal barışı da tehdit etmektedir. Kadın sağlık emekçileri başta olmak üzere, aile birliğini korumaya çalışan kamu personeli ya ücretsiz izin almaya zorlanmakta ya da görevinden istifa etmek zorunda kalmaktadır. Oysa 2025 yılı, AKP tarafından Aile Yılı ilan edilmiştir. Ancak bu temsili ilan, aile birliğini yok sayan politikalarla fiiliyatta tamamen çelişmektedir.
“Çakılı kadro uygulamasına son verilmeli”
Sağlık emekçileri eşlerinden, çocuklarından, yaşlı ve engelli yakınlarından koparılmakta, aile bağları bilinçli bir idari zorbalıkla zayıflatılmaktadır. Aileyi yalnızca söylemde sahiplenenler, uygulamada en temel aile haklarını ayaklar altına almaktadır. Çakılı kadro uygulamasına son verilmeli, kamu emekçisinin yaşamını tutsak alan bu sistem ortadan kaldırılmalıdır. Becayiş hakkı tüm üniversite hastanesi personeline kapsayıcı ve adil biçimde tanınmalıdır. Yalnızca derece ve kademe eşitliği şartı değil; aile birliği, sağlık durumu ve çocukların eğitimi gibi insani gerekçeler esas alınmalıdır. Eşleşme kriterleri açık ve anlaşılır biçimde yayımlanmalı, başvuruların neden kabul edilip edilmediğine dair gerekçeli açıklamalar başvuru sahipleriyle paylaşılmalıdır. Becayiş süreci şeffaf, izlenebilir ve denetlenebilir hale getirilmelidir. Keyfi uygulamalara, bilgi karartmalarına ve kapalı kapılar ardında alınan karar mekanizmalarına son verilmelidir. Atama ve görev yeri değişikliği süreçleri şeffaf, adil ve insani gerekçelere duyarlı bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Sağlık emekçileri köle değildir. Aile birliği, çocukların eğitimi ve insan onuruna yaraşır bir yaşam hakkı pazarlık konusu yapılamaz.”