CHP’li Yalçın Karatepe: Bildikleri tek şey “Yüksek Faiz” ödemek!

Cumhuriyet Halk Partisi Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, hazırladığı yazılı basın açıklamasında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ne KOBİ’ler ile görüşmede, ne dondan zarar gören çiftçilerle toplantıda görülmediğini belirterek, “Peki nerede görülüyor? New York, Londra, şimdi de Doha’da; “Yatırımcılarla” yaptığı toplantılarda. Yatırımcı dedikleri de yüksek faiz peşinde koşanlar. Bildikleri tek şey “yüksek faiz” ödemek!” ifadelerine yer verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe, Türkiye’nin sorununun, sıcak paranın gelip gelmemesi değil; üretim ekonomisinin yok sayılması, kurumsal güvencelerin askıya alınması ve karar alma süreçlerinin halktan koparılması olduğunu belirtti.
CHP Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’nin yazılı basın açıklamasında yer verdiği tespit ve değerlendirmeleri şöyle:
“BİLDİKLERİ TEK ŞEY “YÜKSEK FAİZ” ÖDEMEK!
Bakan Mehmet Şimşek ne KOBİ’ler ile görüşmede, ne dondan zarar gören çiftçilerle toplantıda görülüyor. Peki nerede görülüyor? New York, Londra, şimdi de Doha’da; “Yatırımcılarla” yaptığı toplantılarda. Yatırımcı dedikleri de yüksek faiz peşinde koşanlar.
Eski Bakan Nihat Zeybekçi’nin “bu faiz seviyesinde yatırım yapılmaz” dediği, bir başka eski Bakanın, Çin’de yatırım yaptığının ortaya çıktığı, Şimdiki Bakan Şimşek’in de “ortak olduğu bir şirket” üzerine Londra’da ev aldığını itiraf ettiği bir dönemde, “yabancı yatırımcıları” ne diyerek Türkiye’ye gelmeye ikna edebilirler? “En yüksek faiz bizde!” diyerek.
Bugün Türkiye’de yatırım ikliminden söz etmek, yalnızca ekonomik değil; siyasal koşulların da testinden geçmeyi gerektirir. Çünkü güven, halkın iradesine saygıyla inşa edilir. Yargının bağımsız olmadığı, hukuk devletinin zedelendiği, kurumların keyfi biçimde işlediği bir ortamda ne yatırım kararı alınabilir ne de kalkınma zemini oluşturulabilir. Siz içeride adaleti bir baskı aracına dönüştürüp, dışarıda “yatırımcı dostuyuz” derseniz, bu çelişkiyi kimse satın almaz. Türkiye’nin yaşadığı kriz yalnızca mali değil; aynı zamanda meşruiyet krizidir. Ve meşruiyetin olmadığı yerde, hiçbir ekonomik göstergenin sürdürülebilirliği yoktur.
PATİKA DEĞİŞTİRME ZAMANI!
Bakan Şimşek, “ekonomi programı patikasında ilerliyor” diyor. Ancak bu patikanın sonu üretim değil; ithalata, istihdam değil; kayıt dışılığa, fiyat istikrarı değil; alım gücü çöküşüne çıkıyor.
Çok büyük şirketlerin dahi faiz batağında debelendiği, binlerce işçiyi çıkardığı; milyonlarca vatandaşın kredi kartı borçlarından dolayı icralık olduğu gerçeğini görünce; programın patikasında ilerlemesi değil, yeni bir patikaya girmesi gerekiyor.
Mevcut ekonomi yönetimi, küresel belirsizliklerin arttığı, korumacılığın yükseldiği ve ulusal çıkarların yeniden tanımlandığı bir dünyada hâlâ dış kaynak beklentisi üzerinden çözüm arıyor.
Türkiye’nin sorunu, sıcak paranın gelip gelmemesi değil; üretim ekonomisinin yok sayılması, kurumsal güvencelerin askıya alınması ve karar alma süreçlerinin halktan koparılmasıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kez daha açıkça söylüyoruz: Türkiye’nin bugün yaşadığı kriz, yalnızca ekonomik değil; otoriter rejim krizidir. Ne dış temaslar ne de afili sunumlar bu gerçeği örtebilir.
Türkiye’nin ihtiyacı, yeni bir yön, yeni bir düzen ve halkın sözünün geçtiği gerçek bir demokrasidir. Biz o düzeni kurmaya hazırız. Sandık gelecek, bu düzen değişecek.