CHP’li Diribaş “Acil referandum”
CHP’li Diribaş “Acil referandum”
Anlaşılan o ki iktidar çok kararlı ve Kanal İstanbul’un temelini Türk halkının büyük bölümü karşı çıkmasına rağmen atacak. Peki o zaman millete soralım. Derhal referanduma gidelim ister İstanbul sınırlarında içinde yaşayanlar arasında isterseniz Türkiye çapında sandığı kuralım. İstanbul’un 800 bin oy farkla seçilmiş, toplamda koalisyon ortağı Bahçeli kadar oy almış Ekrem İmamoğlu’nun karşı çıktığı bir proje millete sormadan başlanamaz. Milletten korkmuyorsanız buyrun sandığı kuralım ve tek soru soralım evet mi hayır mı? Millet ittifakının tek hedefi sandığın kurulmasını sağlamak olmalıdır.
Öte yandan dört başlıkta kanala niçin karşı olduğumuzu da anlatalım.
Birincisi Marmara Denizinin geldiği nokta ortada, müsilajdan deniz görünmüyor. Bunun sebebinin çevresinde yaşayan 25-30 milyon insanın atıklarının yarattığı kirlilik olduğu biliniyor. İktidar ileri biyolojik arıtmaya ayıracağı parayı kanala ayırıyor. Marmara Denizi tamamen foseptik çukuru mu olsun istiyorlar soracağız.
İkincisi İstanbul her yüz yılda orta; her iki yüz elli yılda yüksek; her beş yüz yılda bir çok yüksek şiddetli depremlerle sarsılıyor. Üç zaman diliminde de süre doldu. Adalar’ın güneyinden geçen fay hattının kenti yerle bir edeceği, iyimser hesapla yüzbinlerce kişinin öleceği öngörülüyor. Adalar demişken bin yıl önce 11 olan ada sayısı bugün 9. Kalan iki ada bin yıl önceki depremde suya gömüldü, Küçük Vordonos ve Büyük Vordonos adaları. Merak edenler Büyükada-Maltepe arasındaki Vordonos fenerlerine yaklaşıp suyun dibine baksın, çöken iki adanın binaları suyun altında öylece duruyor. 1509 depreminde -ki Osmanlı tarihçileri Kıyameti Şuğra yani “Büyük Kıyamet” olarak adlandırır- Marmara Denizinde tsunami yaşanmış ve surları aşan dalgalar yüzünden İstanbul’da insanlar boğularak ölmüştür. Böyle bir tehlike kapıya dayanmışken en hızlı şekilde İstanbul’da yapıları dönüştürmeye ayrılması gereken bütçe Katarlılara yeni bir kent yaratmaya harcanıyor, akıl alacak gibi değil.
Üçüncüsü İstanbul tarih boyunca su sıkıntısı çekmiş bir kent. 1800 yıl öncesinde 202 km uzaklıktaki Vize’den su getirilmiş. Ve şimdi Sazlıdere ve Küçükçekmece gölleri yok edilip kanala katılıyor. 15 milyonluk bir kent bir damla suya muhtaç iken iki göl yok ediliyor, Terkos’unda su toplama havzası daraltılıyor. Küresel ısınma ve kuraklık en önemli sorunlar iken hangi akla hizmet böyle bir şey yapılıyor.
Dördüncüsü kanala gerçekten ihtiyaç yok. Deniz taşımacılığı her geçen gün önemini kaybediyor. Üstelik bir gemi ücretsiz geçeceği bir boğaz varken kanaldan niye geçsin?
Yarın çocuklarımız ve torunlarımızdan beddua işitmemek için kanala karşı çıkmak gerekiyor. Millete soralım hem de hemen. DERHAL REFERANDUM
Mehmet Diribaş -CHP İstanbul eski İl Başkan Yardımcısı