CHP Lideri Özgür Özel: “Herkes biliyor ki İmamoğlu’nun suçu, Erdoğan’ın rakibi olmaktır”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun memleketi Trabzon’da açıklamalarda bulundu. Ramazan Bayramı’nı Ekrem İmamoğlu’nun memleketinde karşılayan Genel Başkan Özel, Trabzon Meydanı’nda yaptığı açıklamada, “Ben Manisa’nın bir evladı olarak ilk kez bir bayram sabahında başka şehirdeyim. Çünkü bu şehrin evladı olan Ekrem İmamoğlu kendi şehrinden, ilçesinden, köyünden, bayram namazını kılacağı camiinden, o caminin cemaatinden haksız şekilde koparıldı ve Silivri Cezaevinde şu anda tutuluyor. İftiralar sonucunda bu şehrin yetiştirdiği çalışkan, tertemiz, dürüst bir evlat, ömrü boyunca kuşaktan kuşağa tertemiz ticaret yapmış, siyaset yapmış, ticarette siyasette arkasında kimseyi geride bırakmamış, kandırmamış, borçlu kalmamış, hakkında kimsenin kötü söz söylemediği bir kişiyi, öyle ne kanıtla ne ispatla maalesef utanarak söylüyorum ki yalancı şahitlerle ve cumhurbaşkanı adaylığı ön seçimine dört gün kala, tam dört günlük gözaltı süresiyle, tam millet onun için sandıklara gittiği gün tutuklanarak cezaevine kondu” dedi. Özel, şunları söyledi:
“İMAMOĞLU’NUN SUÇU, ERDOĞAN’IN RAKİBİ OLMAKTIR”
“Bu ülke geçtiğimiz Pazar günü, altı gün önce onun için ayağa kalktı ve 15,5 milyon insan, dayanışmasını göstermek için gitti, resmi olmayan bir seçimde, 13,5 milyonu üyesi olmadıkları bir partinin çağrısıyla sandığın başına geçti ve ona oy attı. O günden beri bütün dünya, Türkiye’de yaşanan ve siyaset tarihinin en büyük direnişi en büyük eylemliliği olan o halk oylamasını konuşuyor. Türkiye’ye heyetler halinde dünyadan geliyorlar bizlerle görüşüyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluk halini ne dünya, ne Avrupa, uluslararası toplum kabullendi. İlk günlerde yolsuzluk söylemi herkesi şaşırtıp, ‘Bu konuda bir delil var mı, nasıl olur?’ denirken 55 tane sabıkası olan, kadına karşı şiddetten, tacizden, tecavüzden, dolandırıcılıktan sabıkası olan bir gizli tanığın, ismi bile olmayan, ağaç isimleri vermişler, Meşe, Ladin, Çınar, bir gizli tanığın iftiraları ile içeride tutuluyor. Allah şahit ki, herkes biliyor ki İmamoğlu’nun suçu Erdoğan’ın rakibi olmaktır. Hepimiz biliyoruz ki İmamoğlu’nun içeri atılmasının sebebi, geçmişte Tayyip Bey’i yenmiş olması, gelecekte de onu yenecek güçte, dirayette, kararlılıkta bir aday olmasıdır.”
“BUNDAN SONRA HERKES AĞZINDAN ÇIKAN LAFI BİLECEK”
“Hal böyle olunca tabii iddianameye, suça, tutuklama gerekçesine, ‘Tayyip Erdoğan’ı yenmek’ yazamayacakları için yazacak bir şey aradılar, terör yazdılar. Yakasından Türk bayrağını esirgemeyen, İstiklal Marşını okurken sesi titreyen, gözleri dolan bir vatan evladına, bir Atatürk milliyetçisine, Türk milliyetçisine ve bu ülke için canını verecek birine terör yaftası vurdular. Buradan şunu söyleyelim, Ekrem İmamoğlu’nun DEM Parti’nin kent uzlaşısı dediği, bizim İstanbul İttifakı dediğimiz, AK Partilinin de İYİ Partilinin de MHP’linin de DEM Partilinin de geçmişte başka partilere oy getiren bilindik isimlerini listelere koyup seçim kazanmakla ilgili bir sandık işbirliğini kriminalize ediyorlar. Bugün Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Erdoğan devletin elemanlarını görevlendirerek, kendi elemanlarını görevlendirerek PKK terör örgütünün kurucusuyla irtibat sağlayıp bunu ‘Terörsüz Türkiye’ olarak ifade edip bir barış projesi olarak sürdürüyor ama CHP, Belediye Meclisine bir tane Kürt kökenli isim koyup onların fikrini sorup, görüşünü alıp, oyunu alıp, kentin yönetimine tayin edince buna ‘Terör örgütü ile işbirliği’ diyorlar. Buradan açıkça söyleyelim. Tayyip Bey’e helal olan hiçbir şey bize haram değildir. AK Parti’ye vacip olan hiçbir şey bize mekruh değildir. Bundan sonra herkes ağzından çıkan lafı bilecek. İmamoğlu’na ‘terörist’ diyecek adam daha anasının karnından doğmamıştır.”
“İMAMOĞLU’NA ‘HIRSIZ, YOLSUZ’ DİYECEK BİRİ ANASININ KARNINDAN DOĞMADI”
“Bir tane daha dava açıyor. Ona da ‘Yolsuzluk dosyası, İmamoğlu suç örgütü’ diyor. Ekrem Bey başta, örgütün başı 7 kişi. 7 kişinin evinde işinde ele geçirilen toplam para 15 milyon lira. 15 milyon lira dediğin para Trabzon’da TOKİ’nin sattığı bir daire parası. ‘560 milyar yolsuzluk’ diyor. İstanbul Büyükşehir’in o günden bugüne bütçesi, kendi bütçesi, resmi bütçesi 450 milyar lira. Yani görev yaptığı günden bugüne Ankara’dan gelen bütün parayı alsan dedikleri para etmiyor 7 yılda. Peki ne oldu? Bu kadar hizmet oldu, bu kadar çalışma oldu. Hesaplar ortada. Tayyip Bey’in atadıkları beş yılda, Ekrem Bey’in yaptıklarının döviz olarak iki katını harcayıp yaptığının yarısını yapmamışlar. Arada dört katı fark var. Şimdi Tayyip Bey şunu da söyleyeyim: Bakanlarının yatak odalarından ayakkabı kutularından paralar çıkan, kendi çocuğu ile sıfırlamaları konuşan, böyle bir yüzükle siyasete girip, ‘Ben bir yüzükle girdim, zenginleşirsem demek ki hırsızım’ deyip bugün kendi sülalesi zenginleşen birisinin Ekrem İmamoğlu’na tutup da ‘hırsız, yolsuz’ diyecek biri daha anasının karnından doğmadı. Bunu da unutmayın.”
“ERDOĞAN’IN İMAMOĞLU’NA SÖYLEYECEK TEK BİR SÖZÜ YOKTUR”
“Eğer bir belediyede kent rantını, kişisel ranta çevirmek nedir diye merak eden varsa bunu en başta AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını 25 yıl yapan ve Bülent Arınç’ın deyimiyle ‘Ankara’yı parsel parsel satan’ Melih Gökçek’e, sonra İstanbul’u yıllarca yönettirdiklerine soracaklar. Geldiğinde İstanbul’da dört tane gökdelen varken 256 gökdelen diktiren ‘İstanbul’un bağrına hançerleri biz sapladık’ diyen, ‘Bu kente biz ihanet ettik’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın Beylikdüzü’nü dört katlık imarla yemyeşil tutan Ekrem İmamoğlu’na söyleyecek tek bir sözü yoktur, tek bir sözü.”
“KENDİ MEMLEKETİNDEN BAŞLATMAYA GELDİM”
“Şimdi buraya geldik. Hasan Amcamın misafiri olduk milletvekillerimizle birlikte, parti üyelerimiz, MYK üyelerimizle birlikte. Sabah köyümüzde bayram namazından sonra ilk imzayı 96 yaşında annem attı. Ardından bütün köy imzasını attı. Şimdi biz burada kendi memleketinde Trabzon’da, merkez ilçede, Ortahisar’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtının önünde, onun partisinin Genel Başkanı olarak kendi memleketinden imza kampanyasını başlatmaya geldim. Metni buradan bir kez daha okuyorum. Daha sonra gazeteci arkadaşlarımızın da müsaadesiyle burada düzenli bir sırayla Trabzonlular erken bir saatte toplanmışlar. Biz, ‘Trabzon’da bayram namazı, ardından bu meydanda imza’ deyince, biz köydeydik, bayram namazı saatinden beri bu meydanı dolduran, bekleyenler var. Onlarla imza kampanyasını başlatacağız. Buradan ifade edeyim, bu imza kampanyası, ‘Adayımı yanımda, sandığımı önümde istiyorum’ diyen milyonların, adayını ve seçimi çağıracağı bir imza kampanyasıdır. Türkiye’de 81 ilde 973 ilçede, mahalle mahalle bu kampanyayı sürdüreceğiz. CHP’liler tüm mahalledeki üyelerimiz mahalle mahalle bu imza föylerini gezdirecekler, imzaları toplayacaklar. Her sayfada 25 imza toplayacağız. Ve bu ülkedeki madem ki cumhurbaşkanı 50+1 ile oluyor. Seçmenin yarısından bir oy, bir imza fazlasını toplayana kadar, dünya siyaset tarihinin en büyük imza kampanyasını burada başlatıyoruz.”
“O İLK ADIM BU İMZA OLACAK”
“Geçen hafta 15 milyonun verdiği umutla, 1 milyon 900 bini geçen üyelerimizin enerjisi ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği devrimci güçle, inançla, gayretle, azimle bu kampanyayı yapacağız. Ve Ekrem İmamoğlu o demir parmaklıkların ardından çıkana kadar, Ekrem İmamoğlu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna sizlerin seçeceği Cumhurbaşkanı olarak oturana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Buraya imza koyan vatandaşlarımız imzalarını teslim edecekler ve tarihe geçecekler. Bir çağrı merkezi numaramız olacak, Türkiye’ye duyuracağımız. Kendisine imza için kapısı çalınmayan bizi aradığında, oraya imzayı yollayacağız. Bütün il başkanlıklarımız, ilçe başkanlıklarımız, kentlerin meydanları, meydanlarda masalarla, AVM’lerde masalarla, Cuma günleri camilerden Cuma çıkışında meydanlara koyduğumuz masalarla, geceleri parklara koyacağımız masalarla, üniversitelerin girişlerine koyacağımız masalarla biz size ulaşacağız. Herkesten talebimiz bu boş kağıda sadece imza atmak değil, alıp o kağıdı doldurup 25 kişinin iradesini gelip bizlere teslim etmek. Bu büyük kampanya Türkiye’nin önünü açacak. Yoksulluğu bitirecek olan da işsizliği bitirecek olan da adaletsizlikleri bitirecek olan da gençlerin umudunu artıracak, onları bu ülkeye bağlayacak olan da hepimizin yüzünü güldürecek olan da bir ilk adımla başlayacak, o ilk adım da bu imza olacak.”
“İMZA KOYAN, ‘ADAYIMI YANIMDA, SANDIĞIMI ÖNÜMDE’ İSTİYORUM DİYOR”
“İmza koyan ne diyor? Şunu söylüyor: ‘Ben yüreği Cumhuriyetten, demokrasiden, adaletten yana atan 10 milyonlarca vatanseverden biriyim. Ben milli iradeyim. 23 Mart’ta Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerçekleştirdiği ön seçimle 15,5 milyon vatandaş Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Adayı olarak belirledi. Milyonların iradesiyle Cumhurbaşkanı Adayı olan Ekrem İmamoğlu hukuka, akla ve vicdana aykırı bir şekilde siyasi bir kararla hapiste tutuluyor. Ekrem İmamoğlu’nun özgürlüğüne kavuşmasını, demokratik, adil ve mertçe bir yarışın olacağı seçim sandığının bir an önce kurulmasını istiyorum. Bu adaletsiz ve hukuksuz düzen artık son bulsun istiyorum. Adayımı yanımda, sandığımı önümde görmek için imza veriyorum.’”
“EVLATLARIMIZ HAPİSTEYKEN BU BAYRAM HÜZÜN OLARAK GELDİ”
“Şimdi beş farklı imzayı burada masada açacağız, ilk imzalar atılırken ben de burada olacağım. Devamında da gün boyunca Trabzon’da imza toplamaya başlıyoruz. Burada tüm Türkiye’deki örgütümüze sesleniyorum: Biz Ana Muhalefet Partisi olarak Ankara’daki bütün bayramlaşmalardan çekildik. Bu bayram evlatlarımız hapisteyken Ekrem İmamoğlu için ‘Her şey çok güzel olacak Ekrem ağabey’ diyen Berkayımız hapisteyken binlerce öğrenci hapisteyken gözaltındayken ve mahkeme koridorlarındayken bu bayram herhangi bir bayram değildir. Bu bayram bize bayram olarak gelmedi. Hüzün olarak geldi. Tüm vatandaşlarımızı, tüm siyasi partilerin üyelerinin, tüm siyasi partilere gönül verenleri, partili partisiz herkesin bayramını kutluyorum. Ve örgütümüze talimatım, vatandaşla köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev, kapı kapı bayramlaşın ve özgürlüğün, kardeşliği kapısını açacak olan imzalarımızı toplayın. İmza kampanyamızı Trabzon’da başlattık, 81 ilde 973 ilçemizde tüm örgütümüze kolay gelsin.”
“EVLATLARI AİLELERİYLE BULUŞTURACAĞINA, DOMUZ BAĞCILARIN AFFEDİLMESİNİ TERCİH ETTİ”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, açıklamasının ardından gazetecilerin, “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Erdoğan’ın affettiği Hizbullahçılar” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Cumhurbaşkanı’nın sağlık gerekçeleriyle af yetkisi kullanması, Anayasa’da tanımlanan bir hak. Biz bugün Cumhurbaşkanı son günlerde yaşananları görür, gözü yaşlı anneleri görür, Cumhurbaşkanı, 16 yaşında çocukları, onları evde bekleyen kardeşlerinin gözyaşlarını görür, babaların bugün bayram sofrasında evladının yerinin boş kalmasına gönüllerinin razı olmadığını görür, hiç olmazsa tutuklamaya itirazlar var, bu konuda bir kendi niyetini ifade etse, dese ki ‘Gençler bayramda evlerine dönse iyi olur’ onun talimatıyla iş görenler gereğini yapar diye düşünüyorduk. Ama maalesef o günahsız, elinde kir, kan olmayan tertemiz evlatları ailesi ile buluşturacağına Hizbullahçı terör örgütünün, domuz bağcıların, elinde kan, kir olanların affedilmesini tercih etti bu bayram gününde. Erdoğan’a şu kadarını söylüyorum. Zulüm ile abad olunmaz. Bu kadar zulmün sonu felakettir. Bu ülkeyi bir felakete sürükleme. Bu ülkenin gencecik evlatlarına zulmetmeyi bırak. İstediğin kadar kötülük yap, yine de bu iyiliğe, annelerin gözyaşlarına, küçük kardeşlerin dualarına, ninelerin dualarına yenileceksiniz, yenileceksiniz, yenileceksiniz.”