CHP Lideri Özel Osmangazi’den İktidara Seslendi: “Ayın sonunu getiremeyen emekliden utanın”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, CHP Osmangazi İlçe Başkanlığı açılış töreninde iktidara yüklendi. Özel, “Ayın sonunu getiremeyen emeklilerden utanın, kredi kartını ödeyemeyen vatandaşlardan utanın. Bu emeği sömürülen, alın teri ödenmeyen yokluk içindeki herkesten utanın. Bekleyin, 31 Mart’ta size Hanya’yı da gösterecekler, Konya’yı da gösterecekler” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Osmangazi İlçe Başkanlığı Yeni Hizmet Binası’nın açılışına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Biz bugün başka bir yerde lansman yaptık, bir başka yerde açılış yaptık. Osmangazi İlçe Başkanlığımızı açmaya geldik ama burayı miting alanına çevirmişsiniz. Çok sağ olun, hoş geldiniz” dedi. “Burası benim için çok kıymetli bir yer” diyen Özel, “Kızımın adı İpek. Bursa ipeğinden geliyor adı çünkü annesi Bursalı. Vakıfköydeniz biz. Üniversite birinci sınıftan beri gelir, giderim bu Bursa’ya. Ulu Cami’ye, Kozahan’a. Ömrüm Bursa’da geçti. Burası benim için güzel kızımın, eşimin memleketi. Benim memleketim. Kendi evimdeyim. Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. İyi ki varsınız” ifadesini kullandı.
“AKTAŞ’I GÖNDERİYORUZ”
Özel, “İlçe başkanımız aylar öncesinde böyle güzel bir yerde bana tarif etti. Dedim ki, o zaman Ulu Cami’nin karşısında. Çok güzel bir yer. Tadilat yapacağım dedi. Günü gelince siz gelir açar mısınız dedi, o gün söz vermiştim. Bugün geldim, hayırlı uğurlu olsun. Şimdi tabii yerel seçimler yaklaşıyor. Büyükşehir belediye başkan adayımız var. Geçen sefer de çok istediniz ama küçük farkla kaybettik. Bu sefer Bursa’da Mustafa Bozbey, inşallah. Alinur Aktaş, tabii onun çok ismini anmaya da lüzum yok. 30 Ağustos’a laf edene, 29 Ekim’e, Atatürk, Türkan Saylan, Uğur Mumcu’ya laf edene nefes harcamaya gerek yok. Yazıklar olsun. Ama biz bir sürü proje tanıttık, en büyük projeyi ben açıkladım, bir daha açıklıyorum. Bursa’da trafiği de düzeltecek, yoksullara sahip çıkacak. Yeşili artıracak, talanı bitirecek, Bursa’nın kent kimliğini ön plana çıkaracak, Bursaspor’u şampiyon yapacak mega proje. Mega projemiz şu, Alinur Aktaş’ı gönderiyoruz, Mustafa Bozbey’i getiriyoruz” dedi. Özel, şunları söyledi:
“ERKAN AYDIN GELİRSE ÖZGÜR ÖZEL ARKASINDA”
“Bir de burası sonuçta Osmangazi, bir de buraya belediye başkanı seçeceksiniz. O konuda özel bir ricam var. Erkan Aydın eczacı. Erkan Aydın, Bursa’nın evladı. Dağın evladı. Oradaki köylerin her birinde adımı olan, alnının teri olan, orada çok iyi tanınan, uzun süredir karış karış oralarda çalışan, Meclis’te Bursa’nın ama özellikle dağın bütün sorunlarını dile getiren birisi. Osmangazi’nin evladı. Benim de meslektaşım. Bu işi ben onu ilk tanıdığımda gönlünde Osmangazi Belediye Başkanlığı vardı. Ben ona dedim ki Erkan sende milletvekili kumaşı var. O zaman bana dedi ki, yok başkanım ben Osmangazi’ye, memleketime belediye başkanı olacağım. Önce olamadı, Allah nasip etti, milletvekili oldu. Gayet güzel çalışmalar yaptı. Şimdi bir sefer daha Osmangazi diyor. Bu sefer Osmangazi, bu sefer Erkan Aydın. Bakın eğer Osmangazi’ye Erkan Aydın’ı getirirseniz, Türkiye ve dünyada CHP’li belediyeler ve dünyada siyasi akrabalarımızın yönettiği çok güzel kentler var. Harika dağlık alanları, mesire yerleri olan ve kente önemli katkılar sağlayabilecek dünya projeleri, Dünya Bankası’nın fonları, bizim siyasi akrabalarımızın dayanışma fonları var. Osmangazi’ye Erkan Aydın gelirse, Özgür Özel arkasında. Osmangazi’nin yüzünü güldürecek, söz veriyorum.”
“BABA EVİNİN KAPISINI AÇIN, GELSİNLER”
“Biz buraya miting yapmaya gelmedik. Biz buraya açılış yapmaya geldik. Neyin açılışı? Osmangazi İlçe Başkanlığının açılışı. Osmangazi İlçe Başkanlığı neresi biliyor musunuz? Burası baba evi, baba ocağı. Yani herkes biliyorsunuz, baba evine doğar, orada büyür. Bir yaşa gelince kimi kalır, kimi başka tarafa geçer. Kimi büyüğünü arar, kimi küçüğüne razı olur. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki orada baba evi durmaktadır. Baba evinin bacası tütmektedir. Çorbası kaynamaktadır. Başı sıkışan, dara düşen, zora düşen bilir ki baba evi oradadır. Şimdi ilçe başkanı burada. Bunlar arkadaşlarımız, baba evinin çorbasını kaynatanlar, bacası tütsün diye odun çekenlerdir, onlara teşekkür ediyorum. Ama baba evi herkesin babasının, dedesinin evi. Şimdi bir AK Partili, MHP’li, iyi olsun diye oy vermiş. Zamların altında, enflasyonun altında ezilmiş. Emekli olmuş, 10 bin lira reva görülmüş. Asgari ücretli olmuş, kiraya, elektriğe, suya yetmeyen asgari ücret aç bırakmış, açıkta bırakmış. O da demiş ki, ben baba evine döneyim. O zaman işte başkanım burada, yüzü burada. İl başkanım burada. Baba evinin kapısı ardına kadar açık. Buyursunlar, gelsinler. Eğer ki baba evine gelene derseniz ki yahu bugüne kadar neredeydin, bizi niye bırakıp gittin, bak gittin bizlere neler ettin? Böyle bir şey demeyin, kapıyı açın gelsinler. Çünkü öyle dersen sorar. Der ki yahu kardeşim bu evin tapusu sende mi? Vallahi ben Genel Başkan olarak söyleyeyim, tapusu bende değil. Kemal Bey’de de yoktu. Rahmetli Ecevit’te de değildi. Gani gani Allah rahmet eylesin, İsmet Paşa’da da yoktu. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlı, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Yani kim ki başım darda diyor, baba evinin kapısı açık, Atatürk’ün evinin kapısı açık.”
“BURSA’NIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK OLAN BİZİZ”
“Bu ülkede yüzde 95 Atatürk’ü seviyorum diyor. Ama oy verdikleri onun hatırasına sahip çıkmıyor, ona husumet duyuyor. Onun milletin efendisi dediği çiftçiye çektiriyor. Alın terinin karşılığını vermiyor. Annelerin göz yaşını dindirmiyor. Ama CHP bu seçimde bu Cumhur İttifakının karşısında Türkiye İttifakının içinde. Türkiye İttifakında kim var derseniz. Milli takım gol atınca sevinen kim varsa Türkiye İttifakının içinde onlar var. Filenin Sultanları İstiklal Marşı’nı okuturken dünya şampiyonu olmuşlar, onlar ağlarken ağlayan, gırtlağı düğümlenen kim varsa Türkiye İttifakı’nda onlar var. Öyle birileri gibi partimde baştayken muhalefetim, beni yenecekler, kongre kaybediyorum, iktidara yanaşayım diyen milliyetçilerden değiliz. Öyle işine gelince Atatürk’e ‘iki ayyaş’ deyip, sıkıştığında 15 Temmuz’da Atatürk resmini sallayanlardan değiliz. Milliyetçilik diyorlar ya. Bakın Tayyip Erdoğan çağırınca, havaalanına giden, kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken, ölmeye geldik diyenlerden değiliz. Biz vatan tehlikedeyken Çanakkale’de, Conkbayırı’nda kefensiz yatanların torunlarıyız. O yüzden bize kimse milliyetçilik, vatanseverlik taslamasın. Biz yoksuluna, işçisine, esnafına, köylüsüne birlikte sahip çıkan, bu ülkenin yarınlarında kimse aç ve açıkta kalmasın isteyen, çocuklar yatağa aç girmesin, işçiler sendikalı olsun ve haklarını alsın isteyen, hiçbir öğrencinin festivali yasaklanmasın, giyimine kuşamına karışılmasın, isteyen istediği gibi giyinsin, isteyen istediği gibi ibadet etsin, isteyen istediği gibi yaşasın, kimse kimseye karışmasın ve kısıtlamasın diyen Cumhuriyetçileriz. Bursa’nın da yüzünü güldürecek olan biziz, Türkiye’nin de yüzünü güldürecek olan bizleriz.”
“GÜZEL BURSA’YI SİZE EMANET EDİYORUM”
“Buradan bu güzel alanı, açılış yapmaya geldiğimiz yeri mini bir miting alanına çeviren sizleri saygı ile selamlıyorum. Tayyip Bey demiş ki, ‘Bakın muhalefet yandık, bittik diyordu. Ne oldu? Hani ekonomi kötüydü. Bakın yüzde 4,5 büyüdük.’ Tayyip Bey ben diyorum, 10 bin lira emekliye yetmiyor. Sen büyüdük diyorsun. Tayyip Erdoğan’a buradan açık çağrımdır. Eğer 10 bin liralık emekli halinden memnunsa, 16 bin 250 lira olmuş açlık sınırı. Türk- İş bugün açıkladı. 17 bin lira alan asgari ücretli halinden memnunsa, köylüler, çiftçiler halinden memnunsa, şu Bursa esnafı halinden memnunsa, gençler, işsizler halinden memnunsa o zaman oyu sana versinler. Ama yokluk varsa, işsizlik varsa, enflasyon varsa ve bu ülkedeki herkes büyük bir ıstırap içindeyse o zaman 31 Mart’ta sana gerekli cevabı sandıkta verecekler, bunu göreceksin. Bu kadar sıkıntı varken, ülke iyi gidiyor diyen yönetici, yönetici değildir. Bundan sonra söylüyorum, bu ülkeye ekonomi iyiye gidiyor diyenlere şunu söylüyorum. Pazarlar dağılırken, ezilmiş, çürümüş sebze, meyveyi toplayan analarımızdan utanın. Ayın sonunu getiremeyen emeklilerden utanın, kredi kartını ödeyemeyen vatandaşlardan utanın. Bu emeği sömürülen, alın teri ödenmeyen yokluk içindeki herkesten utanın. Bekleyin, 31 Mart’ta size Hanya’yı da gösterecekler, Konya’yı da gösterecekler. Şimdi yeniden geleceğim, yeniden görüşeceğiz. O güne kadar Mustafa Bozbey’i size emanet ediyorum, ona sahip çıkacak mısınız? Erkan Aydın’ı size emanet ediyorum, ona sahip çıkacak mısınız? Güzel Bursa’yı size emanet ediyorum, ona sahip çıkacak mısınız? Onları size, sizi de Allah’a emanet ediyorum.”