İmamoğlu, Çerkezköy Kent Lokantasını açtı…
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çerkezköy Kent Lokantası açılışında konuştu. Vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle mini mitinge dönüşen buluşmada konuşan İmamoğlu, iktidara, “Neymiş efendim; kent lokantasını boşuna açıyormuşuz! Kent lokantasına laf ediyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz, diye. ‘Kreşleri kapatacağız’ diye bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Öğrencilere burs veriyoruz; ona da bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Anne Kart dağıtıyoruz. Milletin parasını millete veriyoruz. Bak bu kafayla giderseniz, diyorum, 850 belediye alır bu Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü bizim derdimiz, milletin parasını millete vermekle. Ama siz, birilerini korumakla hayatınızı geçiriyorsunuz” sözleriyle yüklendi.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kırklareli’nin Vize ilçesinde düzenlenen “İSKİ Istranca Su Havzası Atık Su Yatırımları Temel Atma Töreni” için geldiği Trakya bölgesinde bir dizi ziyaretlerde bulundu. İmamoğlu, vatandaşların coşkulu katılımlarıyla gerçekleşen buluşmalarda; Vize Belediye Başkanı Ercan Özalp, Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan ve Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’ı makamlarında ziyaret etti. İmamoğlu, Çerkezköy Belediyesi tarafından ilçe meydanında hizmete alınan Kent Lokantasının da açılışını gerçekleştirdi. Açılış için meydanı hınca hınç dolduran Çerkezköylüler, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Açılış töreninde, İmamoğlu ve Akay birer konuşma yaptı.
“KENT LOKANTALARI, 2019 YILI SEÇİM VAATLERİMİZ ARASINDAYDI”
Kent lokantalarının, 2019 yılı seçim vaatleri arasında bulunduğunu hatırlatan İmamoğlu, “2019 seçimlerinden önce, özellikle birkaç noktada, insanlarımızı sağlıklı gıdaya erişemediğini, beslenemediğini, gidip bir öğün yemeğini dahi yiyemediğini ta o zaman tespit etmiştik. Ancak göreve geldiğimizin hemen 4-5-6 ay sonrasında, hatırlayın, pandemi oldu. 2-2,5 sene farklı sorunlarla uğraştık, boğuştuk. O sorunları toparlar toparlamaz da ilk kent lokantamızı İstanbul’da açtık. Yani biz, 2017’den beri özellikle başlayan ekonomik krizin, başta üniversite gençlerini, sonra asgari ücretle çalışan işçi kardeşlerimizi, emekçi kardeşlerimizi ve ne yazık ki son dönemde de kıymetli büyüklerimizi, yani emekli amcalarımızı, ablalarımızı çok yoran bir çerçevede olduğunu gördüğümüz bu noktada, şimdi benim kıymetli hemşehrilerim gelecek, bir öğün yemeğe parasını verecek, ama o para cebini yakmayacak; kendi gururuyla, onuruyla bizim buralarda müşterimiz olacak. Ama cebini yakmayacak. Kendi parasıyla burada o yediği yemeği, evet ne yazık ki gidip bir başka yemek yerde, en az 4 katına, 5 katına yiyemez” dedi.
“BAZEN BUNLARIN AKILLA ARALARINDAKİ MESAFENİN AÇILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Bu hizmeti, ihtiyacı olan kesimlerin sağlıklı ve ucuz gıdaya erişmesi amacıyla verdiklerinin altını çizen İmamoğlu, iktidar kanadından bu konuda alaycı yaklaşımlar geldiğini hatırlattı. Milyonlarca İstanbullunun kent lokantalarında karnını doyurduğunu kaydeden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Efendim, ‘Kent lokantası niye açmışmış? Kent lokantası şöyleymiş, böyleymiş.’ Yok efendim ‘Aş evlerinde eskiden ücretsiz yemek varmış da şimdi kel lokantaları üzerinden parayla veriyormuş!’ Yahu ben, bazen bunların akılla aralarındaki mesafenin açıldığını düşünüyorum. Gerçekten. Öbürünü diyemiyorum, dava açarlar diye. Bak neler söylüyorum bak. Tarif yapıyorum, bir şey dersem… Akılla aralarındaki mesafenin açıldığını düşünüyorum. Akıl onlardan uzakta. Akıl bir türlü yok. Kent lokantasına laf edeceğine, memleketin ekonomisini düzelt, ekonomisini. Neymiş efendim; Kent lokantası boşuna açıyormuşuz! Kent lokantasına laf ediyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz, diye. ‘Kreşleri kapatacağız’ diye bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Öğrencilere burs veriyoruz; ona da bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Anne Kart dağıtıyoruz. Milletin parasını millete veriyoruz.”
“BUNLAR, MİLLETİN PARASINI MİLLETE VERME ŞİARINI KAYBETTİKLERİ İÇİN, BİZE SATAŞIYORLAR”
“Bunlar, milletin parasını millete verme şiarını kaybettikleri için, bize sataşıyorlar. Bugün yeni bir sataşma modelini çıkarttılar. SGK borçlarına haciz koyuyorlar. SGK borçlarına muhtelif şehirlerimizde haciz koyuyorlar. İstanbul’a da koydular diye haber yaptılar, henüz erişemedik. Şimdi bakın; birkaç sayı vereceğim, rakam vereceğim size. Neymiş efendim, ‘SGK borçlarını ödesin belediyeler.’ Bakanına diyor ki, ‘Sayın Bakan, silkele şu belediyeleri, silkele’ diyor değil mi? Dinlediniz değil mi? Yahu bir cumhurbaşkanı, bakanına ne der? ‘Sayın Bakanım.’ Bakın; sayın bakanım. Böyle demez yani, ‘Silkele şu belediyeleri’ demez. Senin emir kulun değil o, bakan, bakan, milletin bakanı. Bakanına ne der bir cumhurbaşkanı? Der ki, ‘Şu SGK borçlarını tahsil etmenin bir yöntemini bulun. Sayın Bakan, yapılandırır mısınız veya tahsilatını şöyle yapar mısınız, böyle yapar mısınız’ der. Lafa bakar mısınız? Silkeleyin! Yahu burası pehlivan meydanı. Gel bir tane vatandaşımızı sen silkele bakalım. Hadi bakalım. Varsa yüreğin, gel silkele. Trakya dedin mi, er meydanı. Gel silkele bakalım. Lafa bakar mısın? ‘Belediyeleri silkele! Ayıptır, ayıp.”
“BU KAFAYLA GİDERSEN, BİR DAHAKİ SEÇİMDE 850 OLACAK”
Kalabalıktan gelen, “Biz onları silkeleyeceğiz” sesine, “Aynen öyle” yanıtını veren İmamoğlu, konuşmasını özetle şu sözlerle noktaladı:
“Bakın; size birkaç rakam vereyim. Belediyelerin 96 milyar lira SGK borcu var. SGK’nın 2024 gelirleri, 3,5 trilyon lira. Yani tüm belediyelerin. Bakın; CHP’lisi, osu, busu yok. Tüm belediyelerin SGK’ya olan borcu, toplam gelirinin yüzde 2,7’si değil. Yani 2,5 borcu olan belediyelerin üstüne, peşine çullanıyorsun. Niye? Belediyeleri seçimde kaybettin diye. Yani, 420’ye yakın belediyeyi CHP kazandı diye. Bu kafayla gidersen, bir dahaki seçimde 850 olacak, 850. Allah akıl versin. Neymiş? Haciz koyacakmış! Bakın; biz, Belediyeler Birliği olarak dedik ki, ‘Bunu yapmayın.’ Maliye Bakanı’na gittim. Sonra yazıyla bildirdim. Bir yapılandırma yapın. İnsanlar, belediyeler borçlarını ödeyebilsin. Yahu belediye kimin? Milleti. Belediye, hizmet yapıyor. Bak Başkanım, şu anda burada 10 dakikaya onlarca hizmetini sığdırdı. Vatandaş memnun, bir daha seçti. Bir daha seçti. Bir daha seçti.”
“GÖZÜNÜZÜ CHP’Lİ BELEDİYELERİN KASASINA DİKTİNİZ”
“Bu tarz kurumsallara bu şekilde laf olur mu? Böyle ‘silkele’yle veya hesabına haciz koymayla olur mu? Daha kötüsü, şu anda öyle abartılacak bir mesele de yok. Ama belli bir medyada; ‘Bu haberleri yapalım, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin itibarlarını zedeleyelim’ anlayışı var. Yahu bizim itibarımız, milletin gönlüne girmiş. Ona sen hiçbir şey yapamazsın. Yapamazsın. Bak bu kafayla giderseniz, diyorum, 850 belediye alır bu Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü bizim derdimiz, milletin parasını millete vermekle. Ama siz, birilerini korumakla hayatınızı geçiriyorsunuz. Gözünüzü Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kasasına diktiniz. Kaldı ki, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin sayısı, 200’lerden 400’lere çıktı. İki kat arttı. Yani CHP’li belediyeler 7-8 ayda mı borç yaptı? Yahu biz, AK Partili belediyelerin borcunu ödüyoruz. Bir de böyle bir derdimiz var. Allah’ın izniyle, ilk genel seçimde geleceğiz, sizin yaptığınız borçları da ödeyeceğiz. Ekonomiyi de düzelteceğiz. Onun için ekonomiyi düzeltmekle uğraş. Emeklinin, benim amcamın, teyzemin, abimin, ablamın başını öne eğdirme. Emeklinin maaşını düzelt. Asgari ücreti düzelt. Vatandaşın çoluğunu, çocuğunu okutması için cebine para koy. Okullara gidip temizlik yapan, ilkokula gidip beslenme çantasını dolduran, paralarını harcayan, vatandaşı için harcayan belediyelerin kasasına göz dikme.”
“SEÇİMDE KENDİ BELEDİYELERİ KAZANSIN DİYE…”
“Bakın; bizim kasamızın şöyle bir bereketi var. Bizim kasamız, milletin vergileriyle bizim kasamıza gelen paralar. Ama bir de bunlar ne yapıyor biliyor musunuz? Seçimde kendi belediyeleri kazansın diye, sadece İstanbul’daki AK Partili belediyelerin 25 tanesinin kasasına tam 1 milyar lira Cumhurbaşkanlığı özel örtülü ödemekten para aktarıyorlar. Niye? Seçim kazansın diye. Peki kimin kasası? Cumhurbaşkanlığı’nın örtülü ödenek kasası. Peki kimin parası? Milletin parası. Peki millet bunu o ödenekten nereye kullanması için veriyor sana? Hayırlı işlere. Sen ne yapıyorsun? AK Partili belediyeler kazansın diye, AK Partili belediyelerin kasasına örtülü ödenekten para yolluyorsun. Peki o belediyelerin o dönemde SGK borçları var mıydı? Hem de milyarlarca lira vardı. Onu o dönem kesmiyorsun, bir de örtülü ödenekten parayı AK Partili belediyelere yolluyorsun. Bunların aklı ancak bunu yapar. Bunların aklı, milletin parasını bir avuç yandaşa dağıtır. Allah’ın izniyle, biz, Vahap Başkanım veya bütün Cumhuriyet Halk Partili başkanlarımızla ne yapacağız? Milletin parasını millete dağıtmaya devam edeceğiz.”
Konuşmaların ardından vatandaşların yoğun ilgisi altında Kent Lokantası’nı açan, İmamoğlu ve Akay, ilk yemeklerin dağıtımını gerçekleştirdi. Çerkezköy Kent Lokantası’ndan 4 çeşit yemek, 70 TL’den satışa sunulacak.