Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de ‘Milletin Sesi Mitingi’nde konuştu
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de düzenlenen Milletin Sesi Mitingi’nde, “Bir değişim çığlığı var; işçisinden, çiftçisinden, madencisinden, balıkçısından, besicisinden, sanayicisinden, esnafından, taksicisinden, TIR şoföründen, ev kadınından, çalışan kadınlardan, gençlerden. Herkes bir değişim istiyor. Değişimi yapacağız. Adaletli bir değişim. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Demokrasi ile taçlandırdığımızda şunu göreceksiniz. Bütün mazlum ülkelerin de demokrasiye geçtiğini göreceksiniz. Yine örnek olacağız. Birinci yüz yılında nasıl örnek olduysak, ikinci yüz yılında da örnek olacağız. Beraber olacağız, birlikte olacağız, kucaklaşacağız. Ayrımcılığı bitireceğiz. Herkesin farklı görüşü olabilir. Saygı duyacağız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik kullandığı “Bay Kemal” ifadesini anımsattı ve “Yahu Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim. Bay Kemal sıradan bir olay değil. Söyleyeyim Bay Kemal olmak için önce ahlaklı olacaksın, Bay Kemal olmak için kul hakkı yemeyeceksin, Bay Kemal olmak için adaletli olacaksın, Bay Kemal olmak için emperyal güçlerin karşısında diz çökmeyeceksin” diye konuştu.
Milletin Sesi Mitingde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önce üretici pazarı esnafı Esma Ay, çiftçi Ali Duman ve Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden dün mezun olan Doktor Arif Onur Poyraz konuştu.
Yurttaşların konuşmasını, halkın arasında eşi Sayın Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte izleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, sonrasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sizlerle güzel bir sohbet gerçekleştireceğiz birlikte. Milletin sesini dinlediniz. Aslında yeni bir ses değil; aylardır, yıllardır dile getirilen bir ses. Ama geniş kitlelere bu ses ulaşmıyordu. Bu sesi geniş kitlelere ulaştırmanın yanında Ankara’daki sağırlara da duyurmak zorundaydık, onların da dinlemesi lazımdı. Sarayda oturup ülkenin halini düşünen değil, milletin arasında oturup milletin halini düşünen yöneticilere ihtiyacımız var.
Bu ülke sıradan bir ülke değil. Toplandığımız meydan sıradan bir meydan değil, ‘Kuvayı Milliye Meydanı’ diyoruz bu meydana. Kuvayı Milliyeciler var bu meydanda. Ey Kuvayı Milliyeciler, hoş geldiniz diyorum. Kuvayı Milliye Meydanı’nda aynı zamanda Lozan Antlaşmasının 99.yılını kutluyoruz. 99 yıl önce Sevr’i yırtıp çöp sepetine atan ve bu ülkenin bağımsızlığını bütün emperyal güçlere onaylatan bir süreci yaşıyoruz. 99 yıl önce yaşadık, bugün bu süreci büyüterek sürdürüyoruz.
Dün Bursa’daydım. Söz verdim onlara, şimdi Kuvayı Milliye Meydanındayız, Kuvayı Milliyenin başkentindeyiz. Balıkesir’de Kuvayı Milliyenin başkentindeyiz ve onlara söz verdim, sizlere de söz veriyorum, meclis açıldığında ilk yapacağımız iş Lozan’ın kabulünün yıldönümünü bayram ilan etmektir. Bayram ilan edeceğiz, bu teklifi yaparken akla karayı bir daha göreceğiz. Bu teklifi TBMM Genel Kuruluna getirirken kimlerin vatansever olup olmadığını, kimlerin milliyetçi olup olmadığını, kimlerin bu ülkenin taşı toprağı için gözünü kırpmadan canını verebileceğini hep beraber göreceğiz. O gün TBMM’nin Genel Kurulunu izlemenizi isterim. Birlikte izleyeceğiz, beraber izleyeceğiz. Lozan’ın ne olduğunu yedi düvele anlattık ama henüz kendi ülkemizde bazı çevrelere anlatamadık. Onu da anlatacağız, onu da söyleyeceğiz.
Dediğim gibi Türkiye sıradan bir ülke değildir. Türkiye’nin özelliği şudur; Türkiye bütün mazlum milletlere örnek olan ülkedir, Türkiye bütün mazlum ülkelere önderlik yapıp Kuvayı Milliye Savaşını yani bağımsızlık savaşını veren ülkedir. Dikkat buyurunuz, Türkiye’de cumhuriyet kurulduktan sonra bütün mazlum milletlerin cumhuriyet kurduğunu görüyorsunuz. Bu önemlidir ve biz bu önemin gereğini yapmak zorundayız. Balıkesirliler Kuvayı Milliyenin başkenti dedik, bir istiklal madalyasını da hak ediyor Balıkesir bunu da ifade edeyim. Kuvayı Milliyenin şahlandığı yer, kaynaklandığı yer, Kuvayı Milliye Hareketinin en güçlü kenti olan Balıkesir’e istiklal madalyasının verilmesi lazım. Bunun da kanun teklifini vereceğiz. O zaman göreceğiz kimler Balıkesirlilerin yanında, kimler Balıkesirlilerin karşısında, onu da göreceğiz.
Sevgili dostlarım, değerli arkadaşlarım, bir yüzyılı devirdik. 2023 Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ikinci yüzyılı olacak. Bir yüzyılda büyük acılar çektik, başarılar da oldu… Başbakanlar idam edildi, bakanlar idam edildi. Gencecik evlatlarımız idam sehpalarında hayatlarını kaybettiler. Bir sağdan, bir soldan olsun dediler gencecik evlatlarımızı astılar. Onlarla biz beraber oturup konuşmak, o ailelerle helalleşmek zorundayız dedim. Artık kucaklaşma zamanı, artık beraber olma zamanı. Artık Alevi’ydi, Sünni’ydi, Laz’dı, Kürt’tü, Çerkez’di diye bir ayrım yapmadan kucaklaşma zamanı. Ayrımcılık hiçbir ülkeye yarar getirmemiştir. Beraber olacağız. Bir daha ilan edeyim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak yani devleti kuran bir parti olarak iki kırmızıçizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız, iki kırmızıçizgimiz var. Vatanımıza ve bayrağımıza canımız feda diyoruz. Onun dışında kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanına ve bayrağına bağlı olan herkes benim başımın üstünde yeri vardır ve misafir etmekten de onur duyarım. Böyle bakacağız. Çünkü biz mademki Kuvayı Milliye Meydanında konuşuyoruz, mademki Balıkesir’de konuşuyoruz, mademki Kuvayı Milliyecilerin başkentinde konuşuyoruz bütün bu gerçeklerin sadece Balıkesir’de değil bütün dünyada bilinmesini istiyorum.
Bugün geldiğimiz nokta… Kutuplaşan bir toplum var. Dış politikanın şahsileştiğini görüyoruz. Birilerinin iradesine göre dış politikanın oluşturulduğunu görüyoruz. Dış politikanın milli olmaktan çıkarıldığını görüyoruz. O nedenle ağır bedeller ödüyoruz. Devletin yapısında ciddi bir çürüme var. Devlette liyakat kalmadı. Rüşvet alanların büyükelçi tayin edildiği bir ülke olmak istemiyoruz. Devleti soyanların devletin makamlarında görev almalarını istemiyoruz. Devlette liyakat ve adalet istiyoruz. Dolayısıyla bizim görevimiz devleti yeniden inşa etmektir. Devletin kurumlarına adalet ruhunu yeniden ihya etmektir o kurumlarda. Bunu yapacağız. 5 sente muhtaç bir Türkiye Cumhuriyeti gerçeği var bugün. Merkez Bankasının kasasında kendisine ait 5 sent bile para yok. Bu ülke kanla, gözyaşıyla kuruldu. Bu ülke sıradan bir ülke değil. Bu ülkenin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ve bu gerçekten yola çıkmamız lazım. Bu ülkenin bir itibarı var, bir saygınlığı var bu ülkenin. Bu ülkenin mazlum milletlere örnek olma pozisyonu var. Bu ülkeyi buradan çekip çıkarmamız lazım. Gençlerimiz var, yiğit gibi gençlerimiz. Devletin dini adaletse adaleti yeniden getirmek zorundayız. Adalet için bu kardeşiniz evet yürüdü, helal olsun; eşlik ettiler bana, milyonlar, onlara da helal olsun. Artık bugün hangi görüşten olursa olsun, hangi bölgede olursa olsun herkes artık bugün hak diyor, hukuk diyor, adalet diyor. İnanın ve bize güvenin; bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti mutlaka getireceğiz, bize inanın.
Söylüyorum, o rüşvet alan büyükelçileri sizlerin takdiriyle, Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda derhal görevlerinden alacağım, derhal. Uyuşturucu baronları onlarla mücadele edeceğim. Gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım. Biz ülkemizin çıkarları için çalışıyoruz, ülkemizin çıkarları için mücadele ediyoruz. Gencecik evlatlarımız için mücadele ediyoruz. Onların bir köşeye atılmalarını, onların dikkate alınmamalarını, onların umutlarını yurtdışında aramalarını içimize sindiremiyoruz. Biz beraber olmak zorundayız, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız. O nedenle Kuvayı Milliye Meydanında bir kez daha söylüyorum, bize güvenin, bize inanın, bizimle yürüyün. Hak için, adalet için yürüyün. Kol kola yürüyün.”