Gündem

Kılıçdaroğlu Aydın’da: “Oyumuzun Birini Bile Çaldırmayacağız”

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sandıklara sahip çıkacağız. Türkiye’deki bütün sandıklarda güvenin. Bir buçuk yıldır çalışıyoruz, tam bir buçuk yıldır. Seçime gideceğiz; sandıklarda görevlimiz olacak, sizler de vatandaş olarak okulların önünde bekleyeceksiniz, orada birer avukat da olacak, bir sorun çıktığında gönüllü avukata gideceksiniz. Dolayısıyla sakın ola ki şöyle düşünmeyin: ‘Efendim oylar çalınıyor. Gitmesek de olmaz.’ Gideceğiz, oyumuzun birini bile çaldırmayacağız. Her sandıkta görevlimiz var. Her sandıkta çalışıyoruz. Asla ve asla adaletsizliğe izin veremeyeceğiz. Biz de sabaha kadar bekleyeceğiz, siz de bekleyin. Mücadele edeceğiz, çalışacağız, kazanacağız, ülkeyi aydınlığa kavuşturacağız.” dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Aydın’da miting düzenledi.

CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Hazır mıyız? Değişime hazır mıyız? Siz değişime hazırsanız Bay Kemal de değişime hazır. Unutmayın, beraber değiştireceğiz. Bu ülkeye huzuru, bu ülkeye bereketi, bu ülkeye kardeşliği hep beraber, birlikte getireceğiz. Söz mü? Bu ülkeye baharı getireceğiz, baharı. Bütün güzellikleri bu ülkeye getireceğiz.

Biliyorum; büyük sıkıntılarınız var, biliyorum. Dertleriniz var, biliyorum. Evlatlarınız işsiz, biliyorum. Çiftçi ektiği ürünün karşılığını alamıyor, biliyorum; alın terinin karşılığını alamıyor, biliyorum. Mutfaklarda yangın var, biliyorum. Devletin iyi yönetilmediğini biliyorum. Devlete çöreklenenlerin, devletin bütün kaynaklarını tükettiklerini biliyorum. Ama tamamının çözümü var. Çözümün anahtarı sizde. Beraber, birlikte çözeceğiz. Çözümün anahtarı sizde derken şunu kastediyorum. Ayın 14’ünde, Mayıs’ın 14’ünde bir bahar havası içinde dostlarımızla, arkadaşlarımızla, komşularımızla, yakınlarımızla hele özellikle de geçen dönemde AK Partiye veya MHP’ye oy veren bir kardeşimizi ikna edip birlikte sandığa giderseniz ve oyunuzu Millet İttifakından yana kullanırsanız en büyük başarıyı yakalamış olacağız. Beraber yakalamış olacağız.

Şimdi bunun sözünü istiyorum. Söz mü? Yapacak mısınız? Söz veriyor musunuz? Meseleyi bitirdik o zaman.

‘Değişiklik şart’ diyorsunuz, gayet iyi biliyorum.

Şöyle söyleyeyim ana başlıklar itibarıyla.

Bir; hiçbir çiftçi, hiçbir üretici asla zarar etmeyecek, asla. Hakkı, hukuku teslim edeceğim, adaleti teslim edeceğim. Süt üreticisi asla zarar etmeyecek, dışarıdan süt tozu asla gelmeyecek. Kendimiz üreteceğiz, kendimiz kazanacağız. Fazlası varsa dünyaya satacağız. Hiçbir esnaf sıkıntıya girmeyecek. Esnaf Bakanlığı kuracağız. Esnaf diyor ki, ‘Biz sahipsiziz.’ Sizin sahibiniz var, sizin hakkınızı hukukunuzu koruyan var, onun adı Bay Kemal. Bütün esnaf kardeşlerim, asla unutmayın; orta direği güçlü kılacağız. Çiftçinin ve esnafın, çiftçi ve esnaf kardeşlerim unutmasınlar; çiftçinin ve esnafın bankalardan, esnaf kefalet kooperatifinden, tarım kredi kooperatifinden aldıkları paranın faizlerini sileceğiz. Anaparayı da makul taksite bağlayacağız. Ben bunu söyleyince, ‘Bay Kemal parayı nereden bulacak?’ diyorlar. Sen beşli çetelere çalışıyorsun, Bay Kemal de vatandaşa çalışıyor. Sizin için harcayacağım o paraları.

Emekli kardeşim, iki çift de sana… Emekli dediğiniz yıllar yılı çalışan, Türkiye’nin büyümesine katkı veren, kendi sosyal güvenlik primini ödeyen, emekli olduktan sonra da insan gibi yaşayacak bir pozisyonu yakalamak isteyen kişidir. Yani birisine el, avuç açmayacak noktaya gelmesi lazım. Diyor ki, ben 20 yıl çalıştım, 25 yıl çalıştım, 30 yıl çalıştım, 40 yıl çalıştım, primimi ödedim, benim geçineceğim kadar bana bir aylık verin. Vermediler. Vermediler. Dedim ki, ‘En azından Ramazan Bayramında, Kurban Bayramında birer asgari ücret ikramiye verelim.’ Vermediler. İtiraz ettiler. Sonra 1000 lira verdiler. Seçim geldi 1000 lira daha verdiler. Ama 2015’te söylediğim sözü şimdi de tutuyorum 2023’te. Emekli, Kurban Bayramında gidip bankadan emekli aylığını çektiğinde 15 bin liralık ikramiyeyi orada görecek. Anasının ak sütü kadar helal para.

Ve gençler… İyi misiniz gençler? Sandığa gidip oy kullanacak mısınız? Beraber ama birlikte ama… Oylarınızı bölmeden, Millet İttifakına gideceksiniz. Cumhurbaşkanlığı için de kime oy vereceğinizi benden iyi biliyorsunuz. Size söz veriyorum. Size özgürlüğü getireceğim, özgürlüğü. Huzuru getireceğim, huzuru. Siz bugün bir tweet attığınızda; anneniz, babanız uyarıyor aman ha oğlum, kızım sakın bu tweeti atma, başımız belaya girer diye. Size öyle bir özgürlük alanı vereceğim ki, en rahat Bay Kemal’i eleştireceksiniz, sonuna kadar eleştireceksiniz. Kimse kılınıza bile dokunmayacak, kimse. Bu ülkeye gerçekten demokrasiyi getireceğim.

Evlerde yangın var, biliyorum.

Gençler daha çok iş yapacağız sizinle, göreceksiniz.

Kapanan bütün köy okullarını yeniden açacağız ve Cumhuriyet’in 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Atama bekleyen öğretmenler var, köylerde okulları kapattılar. Niye kapatıyorlar? Açacağız tamamını. Köyde sadece öğretmen olmayacak, sadece imam olmayacak aynı zamanda ziraat mühendisi olacak, ziraat teknisyeni olacak, toprak analizleri yapacak. Hangi gübreyi ne kadar atmanız gerektiğine karar verecek. Onlar devlet memuru olacak. Aynı zamanda besicilik yapılıyorsa veteriner hekim olacak. Bütün bunların hepsi olacak. Köy, gerçekten şehrin bir parçası olacak. Bunu bilmenizi isterim. Köyü yeniden ayağa kaldıracağı, göreceksiniz. Güzel bir Türkiye’yi, herkesin ürettiği, herkesin kazandığı güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bu bizim görevimiz.

Bir şey daha. Bay Kemal söz verdi, Bay Kemal sözünden dönmez. En geç 2 yıl içerisinde Suriyeli kardeşlerimizin tamamını, Afgan kardeşlerimizin tamamını kendi ülkelerine uğurlayacağız. Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz.

Yine aynı şekilde Bay Kemal’in sözü var; bu memlekette uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Hiçbir uyuşturucu baronu, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında cirit atmayacak. Gencecik evlatlarımızı en azından zehirlemeyecek. Bunun mücadelesini yapacağım.

Ayrıca bir sözüm daha var sizlere. Beşli çeteler var ya, benimle uğraşıyorlar. Acaba Kılıçdaroğlu nasıl olur da Cumhurbaşkanı Adayı olmaz diye aylarca uğraştılar. Araya adamlar koydular, görüşmek istediler.

Yuh yok. Sandığa gideceksiniz oy kullanacaksınız. Benim için o önemli. Oy, oy. Demokrasi, demokrasi. Sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız. Hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim; hiç endişe etmeyin.

Beşli çetelerin dışarıya götürdükleri paraları gayet iyi biliyorum. Hangi bankalara yatırdıklarını biliyorum, nerelerden gayrimenkul aldıklarını biliyorum, 35 katlı gökdelenlerini biliyorum, Muhammed Ali Clay’in çiftliğini nasıl aldıklarını biliyorum. Tamamını son kuruşuna kadar getireceğim, 85 milyon için harcayacağım.

Ben bunu söylüyorum, onlar diyorlar ki, acaba nasıl getirecek? Bu kardeşiniz yani Bay Kemal devlette 27,5 yıl çalıştı. Çok sayıda Başbakanla çalıştım. Allah rahmet eylesin Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a kadar herkesle çalıştım. Devletin nasıl yönetildiğini biliyorum. Devlet adaletle yönetilir. Devlet liyakatle yönetilir, devlet ahlakla yönetilir. Devlet parti değildir. Parti ayrıdır, devlet ayrıdır. Bunlar devleti, parti devleti hale getirdiler. Valisi bunlar için çalışıyor, kaymakamı bunlar için çalışıyor. Aydın Meydanı’ndan sesleniyorum: Siz devletin valisisiniz, devletin kaymakamısınız. Eğer bir partinin bürokratı gibi davranırsanız, bir parti gibi hareket ederseniz, bir parti için uğraşırsanız; her birinizin, ama her birinizin hesabını soracağım. Tâbi oldukları kanunun adı Devlet Memurları Kanunudur. Adı üstünde parti memurları kanunu değil, devlet memurları kanunu. Devlet memuru, hangi görüşten olursa olsun, vatandaşına hizmet ediyorsa benim başımın üstünde yeri var. Ama devlet memuru, bir parti memuru gibi hareket ediyorsa o devlet memuru değildir. Onu oradan çekip alacağız. Devlet memuru görevini yapacak, hangi görüşten olursa olsun. Devlet memurlarına saygım var. 27,5 yıl çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl toplanır, israf nasıl önlenir; bunların hepsini ama hepsini hayata geçireceğiz. Yeni bir Türkiye göreceksiniz, güzel bir Türkiye göreceksiniz. Halkına hesap veren bir siyaset anlayışının Türkiye’yi nasıl yönettiğini göreceksiniz. Alın terine nasıl değer verildiğini göreceksiniz. Gencecik, pırıl pırıl evlatlarımızın yurtdışında değil Türkiye’de çalışmak için nasıl can attıklarını göreceksiniz. Yeni bir Türkiye’yi, güzel bir Türkiye’yi, huzurlu bir Türkiye’yi, barış içindeki bir Türkiye’yi; sözüm söz, inşa edeceğim.

Size sözüm; anneler size de sözüm. Hayatın acısını çeken sizsiniz, alışverişi yapan sizsiniz, mutfaktaki yangını bilen sizsiniz. En büyük dramı yaşayan sizsiniz. Fakir bir ailede, anne çocuğunu okula gönderirken acaba beslenme çantasına ne koyayım diye düşünür. Bu büyük bir dramdır. Sosyal devlet için de büyük bir ayıptır. Benim sözüm var, Aile Destekleri Sigortasını getireceğim, bu topraklarda hiçbir aile ben yoksulum demeyecek. Hiçbir aile, bu devlet nerede demeyecek. Tam tersine, sosyal hizmet uzmanları ailenin pozisyonunu belirleyecekler. Nerede bir aile hekimi varsa orada sosyal hizmet uzmanları olacak. Her eve gidecekler. Evde engelli var mı yok mu, yaşlı var mı yok mu, üniversiteye giden var mı yok mu, kirada mı oturuyor, kirada değil mi, geliri var mı yok mu; bütün bunları saptayacak. Her ailenin, en az asgari ücret kadar bir geliri olacak. Dolayısıyla kadının bankada hesabı olacak, kadının hesabına yatacak. Kadın gidecek işçi gibi, memur gibi, emekli gibi parasını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını verecek. Hiçbir zaman felsefem değişmedi, hiçbir zaman ahlak anlayışım değişmedi. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.

Böylece yoksulluğu bitireceğiz bu topraklarda. Beslenme çantası uygulamasına da son vereceğiz. Çocuk okula gidecek akranlarıyla beraber, arkadaşlarıyla beraber; suyunu içecek, sütünü içecek, yemeğini yiyecek, karnı tok eve gelecek. Bütün arkadaşlar aynı yemeği yiyecekler. Çok mu zor Allah aşkına? Sarayı besliyorlar, sarayın beslemeleri var; dört yerden, beş yerden aylık alıyorlar. O düzeni de bitireceğim. Öyle dört yerden, beş yerden aylık alacaksın, Bay Kemal bunu yiyecek! Yer miyim? Bay Kemal yer mi bunu? Hepsini alacağım. O saltanatı bitireceğim. Eğer saltanatsa bu halk sürecek keyfini. Saltanatı siz süreceksiniz.

‘22 yaşına gelmeden başka bir iktidar görmüş oluyorsunuz’. Evet, gerçekten öyle yapacağız hiç endişe etmeyin. Gençler, ülkenin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. 5 milyon 300 bin genç sandığa gidecek ve demokrasiyi getirecek. En büyük güvencemiz gençler ve en büyük güvencemiz bu ülkenin kadınları. Gençler ve kadınlar bir tarih yazacak.

Bütün taşlar yerine oturacak, hiç endişe etmeyin. Bu ülkeye baharı ve bu ülkeye güzelliği getireceğim. Hiç endişe etmeyin bundan. Çünkü benim saraylarda yaşamak gibi bir düşüncem yok. Saray bize göre değil. Ben halk adayımın. Benim evim var, evimde mutluyum. Benim mutfağımı siz de biliyorsunuz. Mutfağımdan da memnunum. Saraylarda yaşamayacağım. Allah nasip eder, seçerseniz, saraya değil Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mütevazı Çankaya’sına çıkacağım ve orada oturacağım.

Bizler tarihte büyük acılar yaşayan bir milletiz. Ve bizler demokrasimizi geliştirmek istiyoruz. Bizler, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Ve bizler, adalet istiyoruz. İranlı bilge Sadi şunu söyler; ‘Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.’ Artık adalet istiyoruz, artık huzur istiyoruz memlekette. Artık mutfaklarda yangın olmasın istiyoruz. Artık evlatlarımızın işi gücü olsun diyor anneler, babalar. Onlara güzel bir evlilik yapalım diyorlar. Güzel torunlarımız olsun diyorlar. Ve dolayısıyla Türkiye yeni bir başlangıcı hayata geçirmek zorunda. Bunu da demokratik yollarla ve beraber yapacağız. Hazır mıyız?

Aydın’ı biliyorum, ovalarını biliyorum, dağlarını biliyorum, yağ akan dağlarını biliyorum, bal akan ovalarını biliyorum, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesindeki güzel Aydın’ı da biliyorum ve bu görkemli Aydın’ı da biliyorum. Aydın’ı kim bilmez? Bütün dünya Aydın’ı biliyor. Keşke Türkiye’nin her tarafı Aydın gibi olabilse, keşke; bereketli ovaları, çalışkan insanları var ama o insanlar maalesef üretemiyorlar. Erzurum’da… Bakınız o bölgenin yaylaları, o bölgenin ovaları Ortadoğu’yu ve Kafkasları besler. Sadece besicilikle. 25 milyar dolar bir ihtiyaç var orada. 500 milyon dolar bile gelir gelmiyor. Düzelteceğim ama. Bütün Türkiye’yi göreceksiniz, bütün Türkiye’de huzur olacak, bütün Türkiye’de bereket olacak. Bütün Türkiye’de herkes çalışacak herkes üretecek. Avantadan para alanlar, onlar kapının önüne konacak, onlara asla ve asla ödün vermeyeceğim, asla.

‘100 yıl önce de Kemal’di, 100 yıl sonra da’ diyorsunuz. Teşekkür ederim. Beraber, birlikte yapacağız.

Ekrem Başkanın mitingleri bitirirken söylediği güzel bir çağrı var. Çağrıyı hep beraber yapalım. Hazır mıyız? Her şey çok güzel olacak. Vallahi de, billahi de her şey çok güzel olacak. İnanın, her şey çok güzel olacak. İnanın, bu ülkeye baharı getireceğim. İnanın.

Bitirmeden bir şey daha. Sandıklara sahip çıkacağız. Türkiye’deki bütün sandıklarda güvenin. Bir buçuk yıldır çalışıyoruz, tam bir buçuk yıldır. Seçime gideceğiz; sandıklarda görevlimiz olacak, sizler de vatandaş olarak okulların önünde bekleyeceksiniz, orada birer avukat da olacak, bir sorun çıktığında gönüllü avukata gideceksiniz. Dolayısıyla sakın ola ki şöyle düşünmeyin: ‘Efendim oylar çalınıyor. Gitmesek de olmaz.’ Gideceğiz, oyumuzun birini bile çaldırmayacağız. Her sandıkta görevlimiz var. Her sandıkta çalışıyoruz. Asla ve asla adaletsizliğe izin veremeyeceğiz. Biz de sabaha kadar bekleyeceğiz, siz de bekleyin. Mücadele edeceğiz, çalışacağız, kazanacağız, ülkeyi aydınlığa kavuşturacağız. Ülkede yani güzel Türkiye’de kol kola, birlikte.

Nasıl yapacağız? Birleşe birleşe kazanacağız. Hiç kimse şah değil, hiç kimse padişah değil. Hepimiz halkız, halk! En büyük halkız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu