CHP’nin “Uzman Çavuşların kadroya geçmelerini” öngören kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
CHP’nin sözleşmeli uzman çavuşların kadroya geçmelerini öngören kanun teklifinin görüşülmesi, dün TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedildi. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Uzman çavuşların hamasete karnı tok; mesleki güvenceye ihtiyacı var. Vatan savunmasının sözleşmesi mi olur? Bu kanun, onların hasretle beklediği kanun. Uzman çavuşların artık hamasete, boş sözlere, vaatlere karnı tok; onların mesleki güvenceye ihtiyacı var” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, dün; sözleşmeli uzman çavuşların kadroya geçmelerini öngören kanun teklifinin İçtüzük’ün 37. maddesi uyarınca doğrudan Meclis’te görüşülmesini önerdi. Bakan’ın hazırladığı kanun teklifinin görüşülmesi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Murat Bakan yaptığı konuşmada, “Bu nasıl bir adalet anlayışı? Şehit olduklarında, anaları babaları orduevine giremiyor. Neden? Çünkü evladı uzman çavuştu şehit olmadan önce. Soruyorum: Şehit uzman çavuş ile şehit albay arasında rütbe mi gözeteceğiz? Şehit olduklarında imam diyor ki, ‘Peygamberimize komşu oldu.’ Şehit uzman çavuş Peygamberimize komşu olabilir ama binbaşıya, yarbaya, albaya komşu olamaz. Olabilir mi böyle bir şey?” dedi.
“VATAN SAVUNMASININ SÖZLEŞMESİ Mİ OLUR?”
Bakan, şunları söyledi:
“Birileri var, bizler sıcak yataklarımızda uyurken yalçın dağlarda eksi 30 derecede görev yapan birileri var. Bizler burada, Genel Kurul salonunda çalışırken Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de azgın dalgalarla mücadele eden, mavi vatanı bekleyen birileri var. Bizler akşam evimizde ailemizle, eşimizle, çocuğumuzla sohbet ederken çocuğunun doğumunu göremeyen, mezuniyetine gidemeyen, anasının, babasının cenazesine gidemeyen birileri var. Bizler hafta sonunu ailemizle geçirirken ayın en az on gününü nöbette, tatbikatta, operasyonda geçiren birileri var. Depremde, selde, yangında gözlerimizin aradığı, göremediğimizde ‘Neredeler?’ dediğimiz, geldiklerinde yüreğimize bastığımız birileri var. Bizim için gözlerini kırpmadan can veren, bizim çocuklarımız güven içinde yaşasınlar diye kendi çocuklarının yetim kalmasını göze alan birileri var. Bu ülkenin yoksul ve onurlu insanlarının çocuklarından bahsediyorum. Rezidanslarda, yalılarda oturanların çocuklarından değil; işçilerin, emekçilerin çocuklarından, çiftçilerin çocuklarından, esnafların emeklilerin çocuklarından bahsediyorum; uzman çavuşlardan bahsediyorum. Millî Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken Hulusi Akar’a sordum, dedi ki, ‘Sözleşmeli olarak görevlerini devam ettirmektedirler.’ Hulusi Akar, senin, bütçede seksen dakikada seksen saniye ayırmadığın kahraman uzman çavuşlardan, 200 bin uzman çavuştan bahsediyorum.
Uzman çavuşların hamasete karnı tok; mesleki güvenceye ihtiyacı var. Vatan savunmasının sözleşmesi mi olur? Bu kanun, onların hasretle beklediği kanun. Uzman çavuşların artık hamasete, boş sözlere, vaatlere karnı tok; onların mesleki güvenceye ihtiyacı var. Çocuğuna karaciğerinden parça veren, bundan dolayı ‘Doksan günden fazla rapor aldı’ diye sözleşmesi feshedilen uzman çavuş var. Uzman çavuş vatan için şehit olabilir ama hasta olamaz. Niye? Hasta olursa sözleşmesi fesholur.
2018 yılında Sayın Bahçeli seçim beyannamesinde ‘Uzman çavuşlarımızın kadroya alınmaları kırmızı çizgimizdir’ demişti. Beş sene geçti; gecesi gündüzü, sabahı akşamıyla nasıl kırmızı çizgi? Bu çocuklar beş yıldır kadro bekliyorlar. Bu kanuna oy verin, hep beraber geçirelim. Biz bunu oy için de yapmıyoruz, uzman çavuşun derdiyle dertlendiğimiz için, yapılan adaletsizliğe isyan ettiğimiz için getiriyoruz biz bu kanun teklifini. Uzman çavuşlar ‘Biz artık sadece şehit olunca değil, yaşarken de değer görmek istiyoruz’ diyorlar. Gelin, bu kanun teklifini buradan oybirliğiyle geçirelim, sadece uzman çavuşların değil, sözleşmeli subayın, astsubayın sorununu da çözelim; onlarla ilgili de benim vermiş olduğum kanun teklifi var. Biz hep haykırıyoruz ‘hak, hukuk, adalet’ diye; asker için de adalet, polis için de adalet, uzman çavuş için de adalet, astsubay için de adalet, adalet, adalet.”