Gündem

CHP’nin Ekonomi Turu Gaziantep’te Başladı…

CHP Genel Başkan Yardımcıları Yalçın Karatepe ve Volkan Demir, CHP’nin ekonomi politikalarını anlatmak için başlatılan ekonomi turu kapsamında Gaziantep’i ziyaret etti. İl başkanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Karatepe, ”Şu anda Türkiye’de neredeyse emeklilerin tamamı bankalara borçlanmış durumda. Herkes kredi kartına borçlanmış durumda. Çünkü kredi kartına borçlanmadan ihtiyaçlarınızı karşılama şansınız yok. Türkiye’de en yüksek faizi kim ödüyor biliyor musunuz? Kredi kartına borcu olanlar, aynı zamanda ek hesaptan para çekenler ödüyor. Biz de diyoruz ki bu insafsızlık. Elektrik faturasını ödemek üzere ek hesabından 700 lira çekmiş birisine Türkiye’de en yüksek faiz oranını uygulamak bir ekonomi politikası aracı olamaz” dedi.

CHP’nin ekonomi kurmaylarının, partinin ekonomi konusunda yol haritasını anlatmak üzere başlattığı ekonomi turu Gaziantep’te başladı. CHP’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Ticaret Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, Gaziantep Sanayi Odası ziyareti sonrasında CHP Gaziantep İl Başkanlığı Binası’nda basın toplantısı yaptı. Toplantıya CHP Gaziantep Milletvekilleri Hasan Öztürkmen, Melih Meriç, CHP Gaziantep İl Başkanı Reis Reisoğlu ve CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un da katıldı.

Açıklamada ”Türkiye’nin ekonomi alanındaki sorunlarını sizlerle paylaşmak üzere buradayız” diyen Karatepe, Gaziantep’te başlayan ekonomi ziyaretlerine ilişkin şöyle konuştu:

”Gaziantep, Türkiye ekonomisinin nabzının attığı yer. Sanayi ve ticaretin merkezi. Genel başkanımızın talimatıyla Antep’ten başlayarak, hem politikalarımızı anlatmak hem de değişik kesimlerin, işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, köylünün, iş insanlarının sorunlarını dinleyip onların beklentilerini karşılayacak politikalar geliştirmek üzere çalışıyoruz. Türkiye’de uygulanan mevcut ekonomi programının ana kurgusu, vatandaşın yoksullaştırılmasıyla ancak enflasyonun düşeceği üzerine inşa edilmiştir. İktidar sanıyor ki ya da ekonomi yönetimi, vatandaşın cebinde para olmazsa ve bunu harcayamazsa Türkiye’de enflasyon düşer. Diğer bir deyişle aslında vatandaşın o kadar çok parası var ki talebi güçlü bir şekilde oluşturduğu için fiyatlar yükseliyor. Onların harcanabilir gelirini azaltalım ki talep düşsün, ekonomide enflasyon sorunu da ortadan kalsın. Yaptıkları şey aslında bu salonda bulunan büyük kalabalığa yaptıkları gibi bütün Türkiye’ye düşük ve alt gelir grubunda yer alacak kişilerin gelirlerini baskılayacak işler yapmak. Emekli aylıklarını artışını sınırlıyorlar. Asgari ücretin artışını düşük yapmaya çalışıyorlar. Çiftçilerin para kazanmasına imkan vermeyecek politikaları hayata geçiriyorlar.

”Uygulanan her ekonomi politikasından da ciddi şekilde gelir elde etmeyi bilen kesimler var”

Türkiye’de nüfusun yüzde 70’ine yakın kesiminin olanaklarını kısıtlayarak, enflasyonla mücadele edilmesi mümkün değil. Çünkü Türkiye’de enflasyonun sebebi, 12 bin 500 lira emekli aylığı alıp, bununla çarşıya pazara çıkan, ihtiyaçlarını zor karşılayan kesimden harcamalar değil. Eğer talep kaynaklı bir enflasyondan bahsediyorsak, bugün ülkenin en zengin grubunda yer alan, sınırsızca para harcayan ve uygulanan her ekonomi politikasından da ciddi şekilde gelir elde etmeyi bilen kesimler var. Onlarla uğraşılması gerektiğini düşünüyoruz.

”Bugün Türkiye’de faiz oranlarının yüksekliğinden herkes şikayet ediyor”

Oysa hayatı size pahalı yapmak için sadece ücretlerinizi, gelirlerinizi, aylıklarınızı baskılamıyorlar, aynı zamanda ihtiyaç duyduğunuz kaynaklara erişebileceğiniz yerleri de pahalı hale getiriyorlar. Şu anda Türkiye’de neredeyse emeklilerin tamamı bankalara borçlanmış durumda. Herkes kredi kartına borçlanmış durumda. Çünkü kredi kartına borçlanmadan ihtiyaçlarınızı karşılama şansınız yok. Bugün Türkiye’de faiz oranlarının yüksekliğinden herkes şikayet ediyor. Türkiye’de en yüksek faizi kim ödüyor biliyor musunuz? Kredi kartına borcu olanlar. Aynı zamanda ek hesaptan para çekenler en yüksek faizi ödüyor. Ondan daha yüksek faiz ödeyen bir kesim yok. Biz de diyoruz ki bu insafsızlık. Elektrik faturasını ödemek üzere ek hesabından 700 lira çekmiş birisine Türkiye’de en yüksek faiz oranını uygulamak bir ekonomi politikası aracı olamaz. Sadece yüksek faiz uygulamakla sınırlı kalmıyorlar. Aynı zamanda bu kredilerden dolayı bankaya ödediğiniz faiz üzerine yüzde 30 vergi koyuyorlar. Bu vergiler, Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle iki katına çıkarıldı. Diyorlar ki biz parayı pahalı yaparsak, faizini artırırsak vatandaş kullanmaz. Biz bütün bunları değiştirmek üzere yola çıktık. Biz Türkiye’nin ekonomisini köklü bir biçimde kalıcı bir şekilde değiştirecek politikaları uygulamak üzere yola çıktık. Eğitimden hukuk sistemine, sanayi politikasından, tarım politikasına varıncaya kadar Türkiye’nin sürdürülebilir bir kalkınmaya girebilmesi için gerekli olan tüm alanlarda nelerin yapılmasının gerektiğini biliyoruz. O koltuklara oturduğumuz gün Türkiye’nin sadece karşı karşıya kaldığı sorunlarla sınırlı değil, önümüzdeki yüz yılı planlayacak şekilde politikaları hayata geçirmek üzere çaba sarf ediyoruz.”

”Tasarruf vatandaştan bekleniyor”

”Gaziantep’te sanayicilerle, emek örgütleriyle, meslek örgütleriyle buluşacağız. Sahaya inip, sokaklarda dolaşacağız” diyen CHP’nin Ticaret Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir ise şöyle konuştu:

”Sorunların ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama bu sorunları da birinci ağızdan dinlemek istiyoruz. Gaziantep, hem emek şehri hem de sanayi şehri. Türkiye, maalesef sıkı para politikası olarak adı konulan yüksek faiz, enflasyon ve kur sarmalında sıkıştırıldı. Kime gitsek ‘kur baskılanıyor’ diyor. Kime gitsek ‘faiz yüksek, alım gücümüz düştü’ diyor. Sıkı politikası neden başarılı olmuyor? Çünkü tasarruf vatandaştan bekleniyor. Kamu, maliye tasarruf etmiyor. Mali disiplin yok. Harcayanlar, 2025’te ben bütçe giderlerimi yüzde 31,5 artırdım diyor. Enflasyonu da yüzde 21 olacak diyor. Asgari ücretliye de düşük asgari ücret vermenin yolunu yapıyor.

”Asgari ücrete gelebilecek zammın, işvereni etkileyebileceğinin farkındayız”

‘Asgari ücret 30, bunun altında yokuz’ diyoruz. Asgari ücrete gelebilecek zammın, işvereni, esnafı, KOBİ’yi etkileyebileceğinin farkındayız. Onun için de biz bu zammı verelim ancak önerimiz, yoksulluk sınırında bir yıl boyunca maaş alan birisi, yüzde 15 gelir vergisini aşmasın diyoruz. Asgari ücrette işveren desteği 700 lira. Onun asgari ücretin iki katına kadar çeperin genişletilmesini, karşılaştırma yapılmadan 1 ile 10 kişi arasında çalıştıran küçük iş yapanlara 6 bin lira asgari tanımlanmasını istiyoruz. 10 ile 50 arasında çalıştıran iş yerlerine üç bin lira, 50 ile 100 iki bin lira, 100’ün üzerine bin 500 lira asgari ücret desteği sağlanmasını talep ediyoruz. Bu para, kamu bütçesinde var.

”CHP, her zaman yoksulluğu yok etmenin yanında olacaktır”

Vergiyi yoksulluğu yok etmek için mi kullanacaksın, yoksulluğu yok etmek için mi kullanacaksın? CHP, her zaman yoksulluğu yok etmenin yanında olacaktır. Bizim temel motivasyon kaynağımız bu. Antep’deki şirketlerin de karşılaştıkları zorluklar, mücadele etmek zorunda oldukları bir çok engel var. Gaziantep gibi bir şehirde kadın istihdam oranı, Türkiye oranından çok daha düşük. Bunu artırmak için teşvik etmemiz lazım. Şirketlerimizin verimliliğinin artırılması gerekiyor. Şirketlerimizin gelecek nesillere sağlıklı olarak ulaşması için kurumsallaşması gerekiyor. CHP olarak, tüm tarafları dinliyoruz. Çözüm önerilerimizi konuşuyoruz. Geri dönüşler alıyoruz. Dönüp, parti programımızı oluşturduğumuzda, CHP’nin yani bir sonraki seçimde ülkeyi yönetecek partinin ekonomi programını hazırlıyoruz. Bunu da sizlerle birlikte yapıyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu